İslamda Cinsel Yasaklar konulu makalemizde insanlarımızın cinsel münasebette nelere dikkat etmesi gerektigini ve islamda cinsi münasebetin ne kadar önemli oldugu ve İslamda Cinsel Yasaklar nelerin oldugunu detaylı bir şekilde ögrenelim.
İslamda Cinsel Yasaklar İslamda Cinsel Yasaklar Çeşitlidir , Cinsel Yasakların Çoğu Dini Profesörler Tarafından Yasaklanmaktadır.
Sevişmek
• Cinsi münasebetin tatmine erdirici olabilmesi için ilişkiden önce sevişilmesi şarttır.
• Kadının sürekli tatminsizliği kadın cinselliğine karşı bir zulümdür. Kullarına tatmin olunma ihtiyacı duyulacak bir cinsellik ihsan eden Yüce Allah, elbetteki bu zülme razı olmaz. Cenab-ı Hak buyuruyor: "... Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın). (Bakara Suresi /223)
• Resulullah buyuruyor:
o Üç şey cefadandır; .... kocanın yönlenderdiği nükteler ve öpüşmeler olmaksızın, eşler arasında cinsel ilişki olması. Sizden hiçbiriniz eşiyle hayvanlar gibi (sevişmeksizin) birleşmesin.
o Üç tür uygulama, kişinin acizliğindendir. ... kişinin fısıldaşmaksızın, sarmaş-dolap olup eğlenmeksizin eşi ile cinsel münasebette bulunması; eşi orgazm olmadan boşalıp işini bitirmesidir.
• Erkekler için olduğu kadar, kadınlar için de sevişme bir sünnet görevidir. Resulullah buyuruyor:
o Senin onunla, onun da seninle sevişeceği, senin onu, onun da seni öpüp-ısıracağı bir bakire ile evlenseydin ya!
o Kıyâmet Günü Allah katında insanların en şerlilerinden biri de, kendisi karısıyla karısı da kendisiyle sevişip ilişkide bulunduktan sonra, karısının sırrını açığa vuran adamdır.
• Sevişmek; kadının hem hakkı, arzulayan kocası için hem de görevidir. Kadınlığın gereklerini üstlenen bir kadın olmak yüceliktir. Mümin kadınların kocalarına aşık, işveli ve onları kadınlıklarına bağlayan kadın olmaları Rabbimizin arzusudur. Hiç şüphe yok ki Kur'an-ı Kerim'de Cennet kadınlarının vasfedilmesinin bir gayesi de Müslüman kadınları, onların vasıflarıyla vasıflanmaya yöneltmektir.
• Cinsi münasebetten önce fısıldaşma; öpme, dil ve dudakları emme v.s. müekked sünnettir. Aksine davranış mekruhdur.
Sevişmede bir sınır varmıdır?
• Koca ile karısı arasında adet ve lohusalık hallerinde cinsi münasebette bulunma ile arka uzuvdan ilişki ve mazohizm-sadizm dışında hiç bir kesin yasak yoktur.
• Bu sebeple bu haramların dışında ayıp-günah olacak hiçbir cinsel davranış tasavvur edilemez.
• Üreme organından olmak şartıyla, eşler diledikleri gibi birleşebilirler. bu onların seçimine bağlıdır. Ancak Allah'ın Resûlü'nün sözlü sünnetine uyumluluğu dolayısıyla klasik şekil denilen kadının sırt üstü yatma şeklinin temel tercih olarak benimsenmesi uygundur.
Oral İlişki
• Tabi bir sevişme tarzı olmadığı için, oral ilişkinin bir süre sonra nefretimsi duygulara sebep olabileceği ve dolaylı olarak cinsel mutluluğu olumsuz yönde etkileyebileceği gerçeğini de hatırlatarak, kaçınılmasını öğütleriz
Hamile Eşle İlişkide Bulunmak
Hamileliğin devamı süresince ilişkide bulunmak helaldir. Çünkü doğum öncesinde ilişkiyi yasaklayan açık bir ilahi buyruk yoktur. Eşler, aralarında zararsız bir ilişki metodu geliştirebileceklerinden, olmaması da tabidir. Ancak, hamile eşin özel durumu sebebiyle belirli sürelerle de olsa tıb bilginlerinin yasaklayacağı ilişkiyi, dini bir yasak şeklinde değerlendirebiliriz. Değerlendirmeliyiz de. Zira Allah'ın ve peygamberlerinin bildirileri ve kesinlik kazanmış hususlarda tecrübeye, daha genel bir ifadeyle ilim verilerine uymak, islami bir kuraldır.
Hastalıklı Eşle İlişkide Bulunmak
Ay hali ve lohusalık dışında cinsel görevlerin ertelenmesini mazur gösterebilecek tek geçerli sebeb ise hastalıktır. Ancak her hastalık ve her derece hastalık pek tabidirki sebep gösterilemez.
Dindar veya ilmi ideolojiyle yorumlayan mütehassıs doktorların ilşkiyi zararlı buldukları durumlarda hastalık, hiç şüphesiz erteletici makul bir sebeptir. Tedavi süresince ilişkiye girilmemesi gerekir.
Kadına Arka Organdan Yaklaşmak
Kadına arka organdan temas ne şekilde olursa olsun kesinlikle haramdır. Şayet kadın bu işe razı olacak olursa, o da büyük günaha ortak olur. Eşler arası bile olsa anal ilişki livata olarak adlandırılmış olup, yasaklanmıştır.
İlahiyat profesörü Ali Rıza Demircan Hoca, İslam'da cinsel hayatla ilgili soruları cevapladı. Hangi birliktelikler ve davranışların helal, hangilerinin haram olduğunu anlatan Demircan, Takvim gazetesindeki köşesinde en çok merak edilen sorulara cevap verdi.
İşte Demircan'ın o sorulara verdiği cevaplar..
Cinsel öğretim niçin önemlidir?
CEVAP: Müslüman olmak bedenimiz, ruhumuz, mallarımız ve toplumsal hayatımız üzerinde Yüce Allah'ımızın hakimiyetini kabul etmektir. O'nun hakimiyetini kabul etmek ekonomik ve siyasi hayatımız gibi cinsel hayatımızı da onun emirlerine ve yasaklarına göre düzenlemeyi gerektirir. Bu sebeple cinsel hayatla ilgili ilahi emirleri ve yasakları öğrenmek farz görevimizdir. Ayrıca bu ilahi emirlere ve yasaklara göre yaşamak da bizler için ibadettir. Çünkü ibadet Rabbimizin ve Peygamberimiz'in buyruklarına itaat etmektir.
Evlilik İslami görev midir?
CEVAP: Evlilik insan doğasının gereği, dinimizin de emridir. İslâm dininin emirleri ve yasakları aile çevresiyle ilgilidir. Ana–baba ve çocuklarla ilgili görevler, miras hukuku ve zina yasağı hep evlilikle alakadır. Cinsel gücü olup da nafaka sağlayabilecek kişi, eşe zulüm edebileceği endişesini taşımıyorsa evlilik farz bir görevdir.Nedensiz bekârlık İslâmî yol ve yöntem değildir. Ancak özellikle kadınlar için taliplisi olmadığında hiç şüphesiz bekâr kalış sorumluluk doğurmaz. Ne var ki kadınların bizzat kendilerinin veya ailelerinin evlenme teklif etmeleri de İslâmî adaba uygundur. Bazı İslâm bilginlerinin evliliğin zinaya düşme korkusu halinde farz olacağı şeklindeki yaklaşımları gereksizdir. Çünkü zinaya düşme tehlikesi her zaman vardır. Kur'ân diliyle "...zayıf yaratılan..." bir varlık olan insanın Yûsuf sûresinin 24 ve 33 âyetlerinde işaret edildiği gibi her zaman zinaya düşebilir. Baş koruyucu ise evliliktir.
ADET HALİNDE SEVİŞMEK HARAM MIDIR?
Âdet halinde sevişmek, ilişkiye girmek haram mıdır?
CEVAP: Yüce Rabbimiz sınırsız bilgi ve rahmet sahibidir. O, kulluk denemesine uğrattığı insanlara yalnızca bedeni, rûhi, ahlâki veya sosyal yönden zarar verebilecek sözleri, davranışları ve işleri yasaklamıştır.
Âdet halinde ilişki de zarar verebileceği için Eza olarak nitelenerek yasaklanmıştır. Bakara sûresinin 222 âyetinde şöyle buyurulmuştur: "Ey Peygamber! Sana kadınların ay halini de sorarlar. De ki; O bir ezadır. Bu sebeple ay halindeki kadınlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Temizleninceye kadar kendilerine yaklaşıp ilişkiye girmeyin. İyice temizlenip boy aptesti aldıkları zaman Allah'ın emrettiği üreme organından onlarla cinsel ilişkiye girebilirsiniz. Allah çok çok tövbe edenleri sever. İyice temizlenenleri / adet halinde ve ters yol ilişkisinden kaçınarak temizliğe özen gösterenleri de sever." Açıkça anlaşılacağı üzere adet halinde cinsel ilişki haram kılınmışsa da ilişkiye varmayan sevişme helâldir. Sevgili Peygamberimizin izlememiz gereken öğretisi ve uygulaması olarak âdet hali sırasında kadınlar temizliğe önem verip kokulardan arınmalı, kocalar da ilgisiz kalmamalı ama asla ilişkiye girmemelidir.
OJE BOY ABDESTİNE ENGEL Mİ
Oje boy abdestine engel midir?
CEVAP: Yapıştırıcı, boya, oje ve benzerleri gibi suyun vücudun tabii derisine ulaşımını engelleyici maddeler boy abdestine manidir. Bu gibi maddeler yıkanmadan önce çıkarılmalıdır.
EŞLER ARASINDA İLİŞKİ NE ZAMAN YASAK?
Eşler arasında ilişki ne zaman yasaktır?
CEVAP: Eşler arasında ilişkinin yasak olduğu günler, geceler yoktur. Cuma, Kandil ve bayram gecelerinde de ilişkiye girilebilir. Ancak Kadir gecesi olduğuna yürekten inandığımız gecede ilişki yasak olmamakla beraber Peygamberimiz'in duâya yönlendirici uyarıları çizgisinde ertelenmesi öğütlenebilir.
Uzun süreli ayrılık, nikah yenilemeyi gerektirir mi?
CEVAP: Ayrılık sebebiyle uzunca bir süre ilişkiye girilmemesi nikahın yenilenmesini gerektirmez. Bir diğer anlatımla boşanma olmaksızın eşlerin birbirilerini kasıtla ihmal etmesi haram olmakla-günahkâr kılmakla birlikte nikahı düşürmez.
MASTÜRBASYON HARAM MI
Mastürbasyon haram mıdır?
CEVAP: Erkek veya kadın için mastürbasyonu yasaklayan doğrudan bir âyet ve sahih bir hadis yoktur. Eşlerden birinin mastürbasyon yapması; cinsel görevini aksatması durumunda- eşe zulüm olacağı için haramdır. İhtiyaç yokken mastürbasyon yapılması ise hayat maddesinin israfıdır. İsraf' ise haramdır. Ancak arzular şiddetlenir de zinaya düşme tehlikesi belirirse mastürbasyon caiz olduğu gibi vacib/yapılması gerekli bir görev olur.
CİNSEL HAZ AMAÇLI BAKIŞLAR CAİZ Mİ?
Cinsel haz amaçlı bakışlar caiz midir?
CEVAP: Değişik mekânlarda karşılaşan erkeklerle kadınların birbirlerinden etkilenmeleri tabiidir. Ancak etkilenmeleri cinsel arzulu iradeli bakışmalara dönüşmemelidir. Söz ve anlam olarak Allah'ın Kitabı ve İslâm Dini'nin temel kaynağı olan Kur'ân'ın Nur suresinin 30. ve 31. âyetlerinde mümin kadınlar ve erkeklerin gözlerini cinsel arzulu bakışlardan korumaları emredildiği için cinsel haz amaçlı bakışlar cinsel taciz olarak yasaklanmıştır. Ancak beğeni ile sonuçlansa da cinsel arzuyla tekrarlanmayan ani bakmalar ve bakışmalar da sakınca yoktur. Çünkü Peygamberimiz, ardından iradeli cinsel bakışların gelmediği ani bakışların helâl olduğunu açıklamıştır.
ORAL İLİŞKİ HARAM MIDIR?
Oral ilişki haram mıdır?
CEVAP: Cinsellikle ilgili olarak sorulan soruların büyük bir bölümünü oluşturan, klasik kaynaklarda yer almayan ve cevabı yanlış anlamalara da sebep olabilecek olan bu soruyu İslâm'a Göre Cinsel Hayat isimli kitabımızdan yapacağımız alıntı ile cevaplandıracağız: Kur'ân-ı Kerim'de ve Hz. Peygamber'in Sünnet'inde haramlığı açıklanmamış bütün sözler, davranışlar ve işler helâldir; yapılabilir. Haram olanları helâlleştirmek gibi helâl olanları haramlaştırmak da ilahlaşmak/ilahlaştırmak anlamına gelir. En büyük günahlardandır. Konuya bu duyarlılıkla eğileceğiz. Eşlerin birbirlerinin cinsel organlarını öpme-emme anlamına oral ilişki, İslâm öncesi Cahiliyet döneminde sevişme tekniği olarak bilinmekle beraber, Kur'ân ve Sünnet'te oral ilişki ile ilgili açık bir hüküm yoktur. Ancak genel kurallar vardır. Oral ilişkiyi iki kısım halinde incelemek gerekir.
a) Cinsel ilişkinin başlangıcında, şehvetlenmeden ötürü gelebilecek akıntı ve mezi dil ve dudaklara bulaştırılmadan yapılacak ve rûhî bunalım doğurmayacak oral ilişki ruhsat olarak onaylanabilir.
Ancak tabii bir duygu ile veya rûhî ve kültürel gelişim sebebiyle oral ilişkiye ilgi duymayan, hatta ona karşı olumsuz tavır alan eşi buna zorlamak, ruhsal bunalıma ve cinsel mutsuzluğa sebep olacağı cihetle zulüm olur. Sadizm gibi bu tür zulüm de şüphesiz haramdır. Harama yöneltici değinilen davranışlardan kaçınılsa da, tabiî bir sevişme tarzı olmadığı için, oral ilişkinin bir süre sonra nefretimsi duygulara sebep olabileceği ve dolaylı olarak cinsel mutluluğu olumsuz yönde etkileyebileceği gerçeğini de hatırlatarak, oral ilişkinin onay verilebilecek bu kısmından da kaçınılmasını öğütleriz. Nitekim kaçınılmasını tavsiye buyuran İslâm bilginleri de vardır.
b) Ağzı cinsel organa dönüştüren ve ağza boşalmayı içine alan oral ilişki ise -Allah bilir- haramdır.
Kur'ân ve Sünnet arka organdan (anüs) ilişkiyi haram kılar. Bu tür ilişkilerin helâl görülerek yapılmasını azaba uğrama sebebi olarak bildirirken, ağzı cinsel organa dönüştürerek yapılacak oral ilişkiyi daha bir haram kılacağı açıktır. Kaldı ki bu anlamda oral ilişki, yozlaştırılmamış insan doğasının çirkin bulacağı, iğrenç göreceği bir işlemdir; Kur'ân ifadesiyle Fahşâ ve Habîse'dir. Cinsel içerikli çirkinlik olan fahşâ ve pislik olan habîse ise Kur'ân'la haram kılınmıştır. Doğruları en iyi bilen Allah'tır ve bize düşen kulluk görevi, haram olma şüphesi taşıyan işlerden bile kaçınmaktır.
KADIN KUAFÖRDE AĞDA YAPTIRABİLİR Mİ?
Müslüman bir bayan, kadın kuaförüne üreme, koltukaltı ve bacak bölgesi kıllarına yönelik işlem yaptırabilir mi?
CEVAP: Müslüman kadınlar, uyluk dahil üreme bölgesi ve yakın çevresi anlamına gelen Ferc'lerini Rabbimizin Kur'ânî emri gereği korumak; kızları ve kardeşleri dahil hiç kimseye açmamakla yükümlüdürler. (Nur 31) Bu sebeple bu bölgelerini açarak bir işlem yaptıramazlar. Ancak, kırk gün aşılmaksızın yapılması gereken temizliklerini, hastalık ve yaşlılık gibi her hangi bir sebeple bizzat yapamıyorlarsa, kadın kuaförü yanı sıra bir başka kadına da yaptırabilirler. Koltuk altı ve bacak bölgesi işlemlerinde ise dini bir sakınca yoktur. Erkekler de Ferc'lerini korumakla yükümlü olduklarından yukarıda kadınlara ilişkin olarak açıklanan hükümler, erkekler için de geçerlidir.(Nur 30) Zaruret halleri dışında doktorlar, kuaförler ve çocuklarımız dahil hiçbir Müslüman da bir başkasının üreme bölgesi çevresine bakamaz ve işlem yapamaz.
KADINLARIN PARFÜM SIKMASI CAİZ MİDİR
Bir bayanın cinsel cazibesini artıracak ve onu ilgi odağı kılacak şekilde parfüm kullanması helal/caiz midir?
CEVAP: Kocası ve babası - kardeşleri gibi ebediyen evlenemeyeceği mahremleri yanında kullanması helal ise de yabancılar yanında kullanması caiz değildir. Haramdır. Çünkü kadını kişiliği üzerinden değil de cinselliği üzerinden ilgi odağı kılacak bu işlem, Rabbimizin "Zinaya yaklaşmayınız..." şeklindeki yasağına aykırılıktır. ( İsra 32)
Bu aykırılığı Peygamberimiz de şöylece açıklamaktadır:
"Şehvetle bakan kişi göz zinası yapmıştır. İlgilerini çekmek için güzel kokular sürünerek erkekler arasına giren kadında (şehvetle bakan kişiler gibi) günah işlemiştir." ( Ebû Davud Tereccül, 7)
İslamda Cinsellik
Örtünmeyi öğütleyen hadislerinde Allah'ın Resulü şöyle buyurmaktadır:
"Biriniz eşiyle cinsi münasebette bulunduğu zaman eşi ile kendisinin arkasına bir örtü alsın.
Eşler iki vahşi eşek gibi örtüden (büstünün) arınmasınlar." (Müslim, Hayz:10.)
Aşk Oyunları:
* Sevişmek sünnettir: Cinsel temasın adaplarından biri de henüz cinsel ilişkiden önce eşlerin oynaşması, sarmaş dolaş olması ve öpüşmesi sünnettir. Cinsî münasebetin bedeni (cinsî) tatmîne erdirici olabilmesi için ilişkiden önce sevişilmesi şarttır. Bu sevişmede gelinin kendini tabiî akışa serbest bırakması yeterlidir.
*Erkek yatağa girdiğinde elleriyle gelinin saçlarını okşamalı, gözlerine tatlı tatlı bakarken ona saçlarının, gözlerinin, kaşlarının, burnunun vb. ne kadar güzel olduğu hakkında tatlı sözler söylemelidir.
* Eşler, yatakta da tatlı sohbetle ürkekliklerini giderdikten ve birbirlerine alıştıktan sonra yavaş yavaş önsevişme denilen öpmeler, okşamalar ve aşk fısıltıları ile aşka başlamalıdırlar.
* Aşk Fısıltılarının Aracı Kılınması:
Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadislerinde şöyle buyurdu:
Hiçbiriniz eşiyle hayvanlar gibi -sevişmeksizin- cinsî münasebette bulunmasın. Arada bir elçi bulunsun. Soruldu:
- Ya Resulellah! SÖzünü ettiğiniz elçi nedir?
- Aşk fısıltıları ve öpüşmedir. (İhyau Ulûmiddin, İmam-ı Gazali, K.Nikah, Adabü'l-Muaşeret, 2/64.)
Yine Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Üç şey acizlik ifade eder: ..Bunlardan biri de kişinin fısıldaşmaksızın sarmaş dolaş olup eğlenmeksizin eşi veya cariyesi ile cinsi münasebette bulunması; eşi orgazm olmadan (boşalmadan) boşalıp işini bitirmesidir."
Halbuki, gelin ile öpüşme, oynaşma ve sarmaş dolaş olmanın; nefsi cinsel münasebete hazırlama, duyguları harekete geçirme ve cinsel ilişki lezzetini arttırmadaki etkinliği inkar edilemez.
Bu sebeple damat, cinsel birleşme esnasında -hadiste geçtiği gibi- eşinin de onunla birlikte tatmin olmasını ve orgazmım (boşalmasını) gözetlemesi gerekir. Onun için erkeğin kendisini kontrol altında tutup, acele etmeyip eşinin cinsel duygularını hareketlendirici sevgi sözleri ve aşk fısıltıları ile eşinin cinsel duygularını uyandırmalıdır. İlk gece genelde kadınlar cinsel ilişki yerine oynaşmayı ve sevişmeyi tercih ederler. Onun için erkek cinsel ilişki için acele etmeden oynaşarak kadının ürkekliğini gidermelidir.
* Tatlı bakışlar ve sözler artık yavaş yavaş dokunuşlara ve öpüşlere dönüşür. Bunlar gelinin dokunma ürkekliğini giderir. Gelin ne kadar ürkek olursa olsun, erkeğin şefkatli, nazik ve güven verici davranışları karşısında gelinin utangaçlığı gider ve erkeğin aşk oyunları ile yavaş yavaş aşktan zevk duymaya ve arzuya dönüşür.
* Damadın sözlü aşk fısıltıları, yumuşak okşama ve dokunmaları, yavaş yavaş fiziki aşka geçiş sağlar.
* İlk gecede birçok kadın, cinsel birleşmeden daha çok hassas bölgelerinin hafif okşamalarla tahrik edilmesini ister. Ama bu okşamaya da en hassas bölgeden başlanmaz. Genel olarak ilk gecede kadının teninin tamamı hassastır. Öncelikle daha az hassas olan bölgelerden başlayarak hassas bölgelere doğru yavaş yavaş yumuşak okşama ve öpmelerle kayılır. (Hassas yerler: Dudaklar, kulaklar, bilhassa kulak arkaları ve boyun, ense, göğüsler, göbek ve çevresi, daha sonra cinsel organ civarlarıdır.)
* Bu esnada sevgi ve aşk fısıltılarını da eksik etmemelidir. Sözler, dokunuşlardan daha tesirlidir. Yukarıdan beri izah ettiğimiz ön sevişme yapılmadan asla direk cinsel ilişkiye girilmemelidir.
Sünnete Uygun Cinsel İlişki İçin:
1- Besmele çekilmeli,
2- Şeytandan Allah'a sığınmalı,
3- Ön sevişme ve uyarma gereklidir.
Bu gerçeği Allah'ın Resulü şöyle açıklar:
"Bismillahirrahmanirrahim ile başlamayan her önemli iş eksiktir." (C.Sağîr: 2/92.)
Cinsî münasebet de önemli bir iş olduğu için onun da besmele ile başlaması zarurîdir.
Allah'ın emri ve O'nun Resulü'nün sünneti üzerine nikahladığımız eşlerimizle cinsî münabete başlarken Şeytan'tan Allah'a sığınmaya muhtaç mıyız?
* Elbette.
Doğrudan ibadet olan Kur'an okumaya başlarken bile şeytan'tan Allah'a sığınmaya muhtacız.
"Kur'an'ı okuduğun zaman, Allah'ın rahmetinden kovulmuş şeytan'ın kötülüğünden Allah'a sığın." (Kur'an-ı Kerim, Nahl:98.)
Nasıl sığınılacağını da Allah'ın Resulü'nün bir hadisi ile açıklayalım. O, şöyle buyurur:
"Mü'minlerden biri karısı ile cinsel münasebette bulunmak istediği zaman: "Bismillah, Allahım! Bizi şeytan'dan, şeytan'ı da bize vereceğin çocuktan uzaklaştır." şekilinde dua eder ve sonra onlara bu münasebet sebebiyle bir çocuk takdir olunursa, şeytan o çocuğa ebediyen zarar veremez." (İbni Mace terc. ve şerhi: 5/360.)
Kişi cinsel münasebette bulunduğu zaman ona refakat eden ve sözleri -davranışları- işlerini tescil eden Melekler ondan ayrılırlar. (Fezyü'l-Kadîr, 3/126. (Hn: 2911)) Kişinin kendisine özgü şeytan'ı ise daha çok tesir etme imkanı bulur. Ancak öğretilen şekliyle dua eden kişiye şeytan'ı vesvese veremez.
Erkeğin Giriş Zamanı: Aşk oyunları neticesinde uyarılan kadının cinsel organının üstünde bulunan dış dudakların altındaki bartolin bezleri bir sıvı (erkekteki mezînin benzeri kazî) salarlar. Bu sıvı, vajinayı ıslak ve kaygan bir hale getirir. Erkeğin cinsel organının her iki tarafa da haz verecek bir şekilde ve acı hissettirmeden girmesi, ancak bundan sonra mümkün olur. Bu bakımdan, erkek, eşinin ancak vajinası bu sıvıyı salgıladıktan sonra cinsel birleşmeye hazır olabileceğini, aksi halde acı duyabileceğini unutmamalıdır.
Bekaretin Giderilmesi:
Bekaretin giderilmesi için, bazılarının zannettiği gibi fazla zorlanma hadisesi yoktur. Normal vasıfları taşıyan kız ve erkek için bunun bir zorluğu yoktur. Yukarıdan beri izah edildiği şekilde önsevişme ve aşk fısıltıları ile ürkekliği giderilen ve cinsel birleşmeye hazır hale getirilen gelin, sert bir yatağın üstüne sırt üstü yatar. Dizlerini yukarı büker ve erkeğin rahatça girebilmesi için gerek duyulursa kalçalarının altına küçük bir yastık da konabilir. Aşk oyunları esnasında gelinin cinsel organında cinsel birleşmeyi kolaylaştıracak kaygan sıvı normalde gelir. Şayet bu sıvı gelmemiş ise, yani gelinin cinsel organında ıslaklık yoksa, damat cinsel organına girmeyi kolaylaştırıcı ve kayganlaştırıcı krem sürebilir. Vajinaya kremsiz penisin girmesi, kadına acı verir ve giriş zor olur.
Erkek, kadının bacaklarının arasında diz üstü yerini alır. Penisini kadının vaginasına yavaşça girdirir ve bu şekilde ilk cinsel birleşme tamamlanmış olur. Bu pozisyonda erkeğin önemle dikkat etmesi gereken bir konu da ağırlığını dizlerine ve dirseklerine vermelidir. Vücut, bütün ağırlığıyla kadının üzerine binmemelidir. Bu pozisyonda eşlerin birbirlerinin gözlerine bakma, yüzünü, boynunu, kulaklarını ve göğüslerini öpme gibi aşk oyunlarını devam ettirme imkanı vardır. Aşk oyunları ve tatlı sözlerle kadının dikkati cinsel organından uzaklaştırılırsa, sevişmenin heyecanından bekaretin giderilmesi esnasında duyulan acının tesiri hissedilmeyecek derecede azaltılır. Belki de aşk fısıltıları esnasında sevişmenin yoğunluğundan hiç acı da duymayabilir.
Erkeğin fazla girmesi kadına rahatsızlık verdiğinde kadın, elleriyle erkeğin belinden kavrayarak yavaşça geri itebilir.
İlk cinsel birleşmenin tabii neticesi olan kızlık zarının yırtılması sonucunda, tatlı bir acı ile kan gelebilir. Kanama meselesi de çok fazla büyütülmemelidir. Normal kanamanın ölçüşü, aşağı yukarı bir çorba kaşığını dolduracak miktarda kanın akmasıdır. Kanama fazla olursa, telaşa gerek yoktur. Genç kız sırt üstü vaziyette dizlerini kaldırıp bacaklarını kasarak bitiştirip kımıldamadan yatar ve biraz bekler. Kanama çoğu zaman durur. Buna rağmen durmazsa, yine telaşlanmadan bir hekimin yardımı istenebilir. Ama bu halin eşler ve zaruret halinde müracaat edilen üçüncü kişi dışında hiç kimse tarafından bilinmemesi ahlaka uygundur. Çünkü bu durum eşlerin mahrem sırlarıdır.
İlk cinsel birleşmede kan gelmiş ise, bir hafta (hiç olmazsa üç-dört gün) müddetle, kızlık zarında meydana gelen yaracıkların iyi olması için hiç cinsel birleşmede bulunmamak daha doğrudur. Bu hususa dikkat edilmezse, kadın, cinsel ilişkiden zevk yerine acı ve ıztırap duyabilir. Şu da bilinen bir gerçektir ki, ilk cinsel ilişkiden bilhassa kadın pek lezzet duymayabilir. Yeter ki daha sonraki ilişkilerle bu eksiklik giderilebilsin...
Kızlık zarının yırtılabilmesi için penisin zorlaması gerekir. Zardaki esnek lifler çoksa yırtılma zorlaşabilir.
Kızlık zarının yırtılması sırasında, kimi zaman kanama görülmeyebilir. Bunun nedeni de kızlık zarının sahibi olan genç kızın biyolojik yapısıdır. Eğer yırtılan yerde hiç kılcal damar yoksa, kanama olmaz. Bu gibi durumlarda erkeğin, hemen karısının bakire almadığını düşünmemesi gerekir. Yapılacak bir hekim kontrolünde durum tüm açıklığıyla anlaşılabilir.
Kızlık zarının aşırı kalın olması nedeniyle ilk ilişkide ve sonraki girişimlerde delinememesi halinde, yapılacak tek şey vardır, derhal konuyla ilgili uzman bir hekime başvurulmalı. Hekimin yapacağı ufak bir ameliyatla sorun kolayca çözümlenir.
Kızlık zarının esnekliği nedeniyle yırtılmadığı ve dolayısıyle kanama olmadığı durumlar da vardır. Bu gibi durumlarda da yine doktora başvurulmalıdır.
Kızlık zarı ve yırtılması konusunda geniş bilgi, "Kızlık (Bekaret) Zarı" bölümünde verilmiştir. Oraya müracaat ediniz.
* Gerdek gecesinde meydana gelebilecek herhangi bir olay ve tıbbî bir müdahale için, gelin ve damat tenhada yalnız başlarına da bırakılmamalıdır. Yakın bir evde, haberleşme veya çabuk ulaşma imkanlarının hazırlanması uygundur.
Zifaf Gecesinde Meydana Gelebilecek Engeller:
a) Kızın aşırı ürkekliği: Bu durum, birçok kızların ötedenberi sahib olduğu -ilk cinsel ilişkinin çok ıztıraplı geçeceği gibi- bazı yanlış kanaatlerden dolayı olabileceği gibi, o gece erkeğin kaba bir "erkeklik" gösterisiyle, sabırsız, nezaketsiz ve hoyratça davranışlarından da ileri gelebilir.
b) Erkeğin lüzumsuz endişeleri: Bazı erkeklerin -çeşitli sebeplerle- gerdekte başarısız kalma endişesinin içlerinde yer etmesi, bu duygular içinde telaş ve heyecan göstermesi; ayrıca temas esnasında "erken boşalma" haliyle karşılaşmaları, geçici bir başarısızlık sebebi olabilir.
c) Çeşitli sebepler: Birçok yerlerde görülen yanlış örf ve adetler (kanlı çarşaf beklentisi gibi), gerdek odasının elverişsiz, gürültülü ve görüntülü bir yerde oluşu, gündüz ki herhangi bir can sıkıcı olay...vs. eşler üzerinde psikolojik baskı yapar ve başarısızlığa sebep olabilir.
* Zifaf gecesinde, gerek psikolojik gerekse fiziksel engellerle karşılanırsa (kadında adet kanaması, erkekde penisin sertleşmemesi vs. gibi), cinsel ilişki daha sonraki gecelere tehir edilmelidir. Bilhassa psikolojik engeller var ise, cinsel ilişkinin illa da ilk gece yapılmasında israr etmemek gerekir. Sabır ve anlayışla hareket edilirse, sonraki gecelerde engeller giderilebilir ve daha sağlıklı bir birleşme yapılabilir.
* Bazı erkekler de, kapıldıkları aşırı heyecan veya yorgunluktan bu gecede geçici iktidarsızlığa uğrayabilirler. Gerdek gecesinde böyle bir olayla karşılaşılırsa, cinsel ilişkiye ara verilir. Biraz dinlenilir, hatta uyunabilir. Birkaç saat sonra herşey normalleşebilir. Veya sonraki gecelere bırakılabilir. Gelin de damat da böyle durumlarda anlayışlı ve sabırlı davranmalı ve ; "Bugün yorgunuz, fazla heyecanlıyız. Yarın daha dinlengin, daha sakin olarak bu işi daha rahat bir ortamda başarabiliriz..." gibi cümlelerle birbirlerine moral vermelidirler.
Gecenin Devamı:
Bekaretin giderilmesinden sonra yıkanılır, kurulanılır, hava serinse eşler üzerlerine hafif de olsa bir şeyler alır ve kendileri için hazırlanmış olan şeyleri yiyip içerken birbirlerini daha iyi tanıyabilmek için söyleşiye devam ederler.
Aradan geçecek olan zaman süreci, onların yeniden birbirlerini arzulamalarını sağlayacaktır. Kimi görüşe göre zifaf gecesi, bekaretin yırtılmasından sonra cinsel ilişkiye devam etmek doğru değildir. Ama kanama sonunda acıma duyulmuyorsa, eşler cinsel ilişkide bulunmayı sürdürebilirler. Bedenî ve ruhî rahatsızlıklara sebebiyet verilmemek için zifaf gecesi bir ilişki ile yetinimesi daha uygundur.
Zifafta Kadının Gözetilmesi:
Gayr-ı müslim araştırıcıların yaptıkları araştırma sonuçlarına göre, cinsel tatmîne eremeyen kadınların sayısı oldukça yüksektir.
Bunun sebebi kadınlarla yeterince sevişilmeden önce ilişkiye girilmesi, erkeğin erken boşalması ve kadın orgazm olmadan önce erkeğin ayrılmasıdır.
Allah'ın Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) de sözlü ve fiilî sünnetiyle mü'minleri cinsel ilişki öncesinde sevişmeye teşvik buyurmuştur.
"Üç şey cefadandır; kişiye pek ağır gelen, sevgiyi gideren üzücü davranışlardandır.
a- Kişinin dostluk kurduğu kimsenin adını ve künyesini bilmemesi,
b- Kendisi için ziyafet hazırlayan din kardeşinin davetine katılmaması,
c- Kocanın yöneldiği nükteler ve öpüşmeler olmaksızın eşler arasında cinsel ilişki olması.
Sizden hiç biriniz eşiyle hayvanlar gibi (sevişmeksizin) birleşmesin." (Feyzü'l-Kadîr: 5/90)
Kadınların büyük çoğunluğu, gerektiği şekilde sevişilmeksizin cinsel işleme başlanması, erkeğin boşalır boşatmaz çekilmesi sebebiyle orgazm olamamaktadırlar.
Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Sizden biriniz karısıyla cinsî münasebette bulunduğu zaman onu tatmine erdirecek şekilde sevişsin.
Karısı sükunet bulmadan kendisi boşaldığı zaman karısı orgazm oluncaya kadar (vücudunu ayırmakta acele etmesin), eşinide aceleye yöneltmesin." (Feyzü'l-Kadîr: 1/325. (Hn:548-9).)
Bu hadisten ve benzerlerinden yararlanan bazı İslam bilginleri şu görüşü belirtiyorlar: "Erken boşalan ve bu sebeple eşine tatmin olacağı süreyi kazandıramayan kişinin boşalmayı geciktirecek tedavi uygulaması sünnetin ruhuna uygun bir davranış olur."
Cinsel tatminsizlik kadının hem dünyası hem de ahiretine zarar verecek bir durumdur.
Vücudun tabî bir hakkı olan sükünete kavuşamamasının doğurduğu kırgınlık ve sinirsel çözülme, kadının dünyasına yönelik zarardır. Haz duymadığı için kocasının arzularına anında ve gereğinde icabet etmemesi ve bu yüzden Allah'ın ve meleklerinin la'netine uğraması da ahiretine yönelik zarardır.
İmam Gazali, İhya-u Ulumi'd-Din adlı eserinde şöyle der:
"Koca cima edip boşaldıktan sonra vücudunu zevcesinden ayırmakta acele etmemeli, onun da boşalmasını ve sükunet bulmasını beklemelidir. Zevcenin geç orgazm olması durumunda erkeğin onu beklemeden acele davranması kadına eziyet verir. Birlikte orgazm olmak ise kadın için daha lezzet vericidir." (İhya Ulumid-Din, İmam-ı Gazali, C,2, Adabü Muaşeret bölümü.)
* Cinsel birleşmede erkek, normal yoldan (çocuğun geldiği yerden) olmak kaydıyla istediği şekilde hanımıyla temas edebilir. Nitekim, "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde gelebilirsiniz" (Kur'an-ı Kerim, Bakara: 223) buyurulmuştur. "Dilediğiniz şekilde"; yani yüzüstü, sırtüstü, yan yatarak veya ayakta... (Hangi şekilde olursa olsun, ilişki normal yoldan olmalıdır. Aksi takdirde livata fiili işlenmiş olur ki bu büyük günahlardandır. Nitekim Allah Teala Lut kavmini bu günahı işledikleri için helak etmiştir).
Bu hususta daha başka birçok hadis vardır. Onlardan iki tanesini nakletmekle yetineceğiz.
a) Hz. Cabir şöyle anlatmaktadır:
"Yahudiler kişinin, hanımıyla onu yüzüstü yatırarak temas etmesi halinde -ki bu çocuğun geldiği yoldan olsa bile- doğacak çocuğun şaşı olacağına inanıyorlardı. Onların bu uydurmasını reddetmek maksadıyla; "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde gelebilirsiniz" (Bakara: 223) ayeti nazil oldu. O zaman Hz. Peygamber (s.a.v.); "Normal yoldan olduktan sonra, dilediğiniz şekilde hanımınıza yaklaşabilirsiniz" buyurmuştur. (Buhari. Müslim. Nesai.)
b) İbn Abbas rivayet etmektedir:
"Ensar daha önce putperest idi. Yahudiler ise kitap ehli olduklanndan kendilerini Ensar'dan (Evs ve Hazrec kabilesinden) daha bilgili görürlerdi. Nitekim bu nedenle Medineliler de birçok işlerinde onlara uyarlardı. Yahudiler hanımlarıyla onları bir yana yatırarak münasebette bulunurlar ve kadının mahrem yeri örtülü olurdu. Nitekim Ensar da bunu onlardan öğrenmişti. Kureyşliler ise hanımlarını açık-saçık bir şekilde yatırır; sırtüstü, yüzüstü ve mümkün olan her şekilde temas ederlerdi. Muhacirler, Medine'ye geldiklerinde, muhacirlerden bir müslüman, Ensar'dan bir kadınla evlendi ve kendi adetlerine uygun olarak münasebette bulunmak istedi. Ancak hanımı bu adeti hoş görmeyerek itiraz eti ve ona; "Bizim adetimiz yan üstüdür. Sen de ya böyle yaparsın ya da benden uzaklaşırsın" dedi. Bu mesele, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) kulağına gidecek kadar büyüdü. İşte bunun üzerine, "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde gelebilirsiniz" (Bakara: 223) ayeti nazil oldu. (Ebu Davud. Hakim. Beyhaki.)
ETİKETLER : İslamda Cinsel Yasaklar, İslamda cinsel birleşme şekilleri, İslamda gerdek gecesi, Cinsellik, İslamda cinsellik, Cinsel ilişki, İslamda cinsel ilişki, Cinsellik hakkında herşey, İslami evlilik,İslamda Cinsel Yasaklar, İslamda cinsel birleşme şekilleri, İslamda gerdek gecesi, Cinsellik, İslamda cinsellik, Cinsel ilişki, İslamda cinsel ilişki, Cinsellik hakkında herşey, İslami evlilik,İslamda Cinsel Yasaklar, İslamda cinsel birleşme şekilleri, İslamda gerdek gecesi, Cinsellik, İslamda cinsellik, Cinsel ilişki, İslamda cinsel ilişki, Cinsellik hakkında herşey, İslami evlilik,