performans düşüklüğü stres depresyon şeker tansiyon yaşa bağlı olarak gelişen cinsel aktivite bozukluklarının önlenmesinde etkili olarak ön görülen bitkisel yada eczanelerde doktor tavsiyesi ile kullanılması önerilen takviyelerdir. Afrodizyak Haplar tercihlerinde son zamanlarda bitkisel afrodizyaklar tercih edilmesindeki en önemli neden ise yapılan ar-ge araştırmalarında bazı bitki köklerinin gerçek anlamda kan sulandırıcı kan hızlandırıcı uyarıcı etkilere sahip olduğu kandaki demir oranın artmasında kan degerlerinin olumlu bir manada zenginleşmesinde etkin bir rol oynadığı belirtilmektedir.
Kendi kendinize alabileceğiniz bazı basit önlemler ile üreme potansiyelinizi koruyabileceğinizi hatta arttırabileceğinizi aklınızdan çıkartmayın. Halen çocuk sahibi olmayı düşünmeseniz bile üreme yeteneğinizi olumsuz etkileyebilecek faktörleri bilmeli ve bunlara karşı önlem almalısınız.
Vücut Ağrılığı Diet ve Egzersizin Sperm Kalitesine Etkisi Nedir?
Bu önlemlerin en başında gelenlerden birisi vücut ağırlığı, diet ve egzersiz arasındaki dengenin sağlanmasıdır. Uygun diet ve egzersiz optimal üreme fonksiyonu için son derece önemlidir.
Belirgin derecede düşük kilolu ya da aşırı şişman kadınlar gebe kalmada güçlükler yaşayabilirler. Kadınlık hormonu olan östrojenin büyük kısmı yumurtalıklarda üretilir. Ancak yağ dokusu da küçümsenemeyecek bir östrojen kaynağıdır. Vücudunuzda bulunan östrojenin %30'u yağ hücrelerinizde sentezlenir.
Döllenme olayı hassas hormonal dengelerin rol aldığı karmaşık bir olaydır. Bu olayın başarı ile sonuçlanabilmesi için stabil bir hormonal durum gereklidir. Bu nedenle az ya da fazla kiloların infertiliteye neden olabilmesi şaşırtıcı bir durum değildir.
Normalin %10-15 altında ya da üstünde olan vücut ağırlığı üreme sistemini kökten etkileyebilir. Bunun en güzel örneği beslenme bozukluğu olan aşırı zayıf kişilerde adet kanamalarının düzensiz oluşudur. Bu düzensiz kanamalar genelde anovülasyon yani yumurtlamanın olmaması ile birarada seyreder. Maraton koşucuları, yüzücüler gibi ağır sporlar ile uğraşan kadınların pekçoğunda adet düzenzilikleri ve dolayısı ile infertilite sorunu mevcuttur.
Sigarayı Bırakın! Sigaranın Fertiliteye Zararları Nelerdir?
Genel sağlık sorunlarının yanısıra sigara üreme sağlığı ve dinamikleri açısındna da son derece zararlı bir alışkanlıktır. Özellikle erkeklerde sperm sayılarında anlamlı düşüklüğe neden olabilir. Benzer şekilde kadında yumurta kalitesini de bozabilir. Yapılan araştırmalar sigara kullanan kadınların hamile kalmaları için geçen süre sigara kullanmayanlara göre belirgin derecede uzamaktadır.
Alkolden Uzak Durun
Sigara gibi alkol de hem kadın hem erkekde üreme potansiyelini olumsuz etkileyen bir faktördür.Özellikle erkekte sperm sayısını azaltabilir.
Kullandığınız İlaçları Gözden Geçirin. Olumsuz Etkisi Olan İlaçlar Var Mıdır?
Değişik hastalıklar için kullanılan ilaçlar da fertiliteyi etkileyebilir. Özellikle ülser ve tansiyon ilaçlarının sperm sayıları üzerine etkili olduğu bilinmektedir. Eğer bu tür bir ilaç kullanıyorsanız doktorunuzla bu konuyu mutlaka görüşmelisiniz. Öte yandan özellikle eczanelerde reçetesiz satılan bazı ilaçlar da erken dönemdeki bir hamileliği olumsuz şekilde etkileyebilir. Eğer hamile kalmayı planlıyorsanız ve bu nedenle korunmayı bıraktıysanız herhangibir ilacı kullanırken çok dikatli olmalısınız. Böyle bir durumda ilaç kullanmanız gerektiğinde jinekoloğunuzun fikrini almaktan asla çekinmeyin.
Bağımlılık Yapan İlaç Ve Maddeleri Kesinlikle Kullanmayın!!
Yurdumuzda çok yaygın olmasa da özellikle gelişmiş ülkelerde madde ve uyuşturucu bağımlılığı oldukça önemli bir sorundur.Marijuana gibi uyuşturucular ya da sporcuların kullandığı doping ilaçları sperm sayı ve hareketliliğini azaltabilir.
Çok Eşli Yaşam Ve Kısırlığa Etkisi Nedir?
Üreme potansiyelini olumusuz etkileyen en önemli faktörlerden birisi cinsel yolla bulaşan hastalıklarıdır. Erkekler genelde bu hastalıkar için taşıyıcı görevi görürler. İyi tanımadığı bilmediği bir kadın ile ilişkiye giren bir erkek enfeksiyonu eşine taşıyabilir. Kadında ciddi pelvik enfeksiyn gelişmesi durumunda karın içinde yapışıklıklar ve tüplerde tıkanıklık sonucu infertilite gelişebilir. Evli kişilerde sadakat fertiliteyi korumada ön sıralarda yer alan önemli bir faktördür.
Bekar kişiler ise ister kadın olsun isterse erkek mutlaka cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı önlem almalıdır. Bazıları ölümcül olabilen bu hastalıklardan korunmanın en etkili yolu prezervatiftir.
Kafeinin Sperm Üzerine Etkisi Nedir?
Çay, kahve, kolalı içecekler,çukulata gibi maddelerin içinde bulunan kafeinin aşırı miktarlarda alınması gebelik şansını azaltmaktadır.
Cinsel İlişkinin Sıklığı Ne Olmalıdır?
Cinsel ilişki sıklığı üreme yeteneğini direk etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. İlişki ne kadar sık olursa gebelik şansı o derece yüksek olur. Burada kastedilen hergün girilen ilişki değildir. Bu sperm sayı ve kalitesini azaltır. İdeal olan ovülasyona yakın günlerde gün aşırı ilişkiye girmektir. Günümüzde hem erkeğin hem de kadının çalışma hayatı içinde olması, mesleki stresler ve kaygılar nedeni ile cinsel güdülerde ve istekte azalma çoğu çiftin ortak yakınmasıdır. Bu nedenlerle ilişki daha ziyade hafta sonları olmaktadır. Doğal olarak bu çiftlerin gebelik elde etmesi gecikecek ve büyük olasılıkla çift infertilite nedeni ile hekime başvurmak zorunda kalacaktır.
İlişkinin Zamanlaması Nasıl Olmalıdır?
İlişkinin sıklığı yanısıra zamanlaması da son derece önemlidir. İnsan dışında hemen hemen bütün canlılar yumurtlama dönemini bilirler. Östrus ya da kızgınlık dönemi olarak adlandırılan bu devrede cinsel istekleri artar ve çiftleşirler. Hatta kedilerin bu özelliği pekçok espiriye de konu olmaktadır. Oysa insanlarda durum farklıdır. Kadında belirgin bir kızgınlık dönemi yoktur ve pekçok kadın yumurtlama dönemini fark edemez. Çeşitli yöntemler ile kadının adet düzeni saptanır ve ovülasyon dönemi tespit edilebilir. Fertil dönem denilen gebe kalma olasılığının yüksek olduğu dönemde bu nedenle gün aşırı ilişki önerilir.
Gebelik Oluşumunu Kolaylaştıran Ve Spermlerin En iyi Etkili Olduğu Cinsel Poziyonlar Var Mıdır?
Cinsel ilişki ve fertilite arasındaki bağ ile ilgili son nokta uygun şekilde ilişkide bulunmaktır. İlişki sonrası semenin vajina dışına kaçması son derece normaldir. Pekçok kadın bunu gebelik şansı açısından olumsuz bir faktör olarak yorumlar. Yine bu olayı fark ettiklerinde doğru şekilde ilişkide bulunamadıklarını ya da vücutlarının spermi kabul etmediğini düşünürler.Ancak bu doğru değildir. Semenin dışarı gelmesi ilişkinin uygun şekilde yapıldığının göstergesidir. Meninin vajina içine boşaldığını gösterir. Gerçekte siz sadece dışarı akanı görürsünüz içeride kalan ve tüplere doğru yolculuğa başlayanları göremezsiniz.
Çocuk isteyen çiftlerde genelde önerilen erkeğin üstte olduğu pozisyonlardır. İlişki sonrası kadının en az 5 dakika sırt üstü yatması ve vajinal duştan kaçınması da diğer öneriler arasındadır. İlişki esnasında kayganlığı sağlamak amacı ile kullanılan yapay maddeler spermler üzerinde ölümcül etki yaratabileceğinden önerilmemektedir. Çok gerek duyuluyor ise petrol bazlı olanlar yerine sıvı parafin ya da su bazlı kayganlaştırıcılar tercih edilmelidir.
Çalışma Hayatı Ve Üreme Sağlığı Ararsındaki İlişki Nedir?
İnfertiltenin geçmişe göre daha sık görülmesinin nedenlerinden biriside kadınların çalışma hayatı içinde daha fazla yer almalarıdır. Çoğu kadın çocuk sahibi olmak için işinde yükselmeyi beklemekde bu nedenle de yaşı ilerlemektedir. Yine pekçok işveren -ki buna çok büyük holdingler de dahildir- işe alacakları bayan personele belirli bir süre gebe kalmama kısıtlaması getirmektedir.
Zaman geçtikçe kadının üreme potansiyeli azalmakta ve dolayısı ile infertilite daha sık karşımıza çıkmaktadır. Aslına bakılırsa bebek sahibi olmak için en uygun zaman diye birşey sözkonusu değildir. Kadının üreme potansiyeli 20-30 yaş arasında zirvededir. 30 yaştan sonra azalan bu potansiyel 35 yaşından sonra keskin ve hızlı bir düşüş gösterir.
Bebek sahibi olmak için en uygun zaman oldukça kişisel bir karardır. Ancak çeşitli nedenler ile çocuk sahibi olmayı geciktiren ya da geciktirmeyi düşünen çiftlerin karşısında başka bir problem daha vardır: Sosyal baskılar.
Hemen her toplumda özellikle aile büyükleri biran önce torun sahibi olmak için baskı kurma eğilimindedirler. Medyada yer alan ve çiftlerin biran önce bebek sahibi olmasını öneren yazılar da benzer şekilde baskı unsurudur. Tüm bu faktörlerin etkisi ile yeni evli ya da uzun süre etkili yöntemlerle korunmuş çiftler daha infertilite sınıfına girmedikleri halde sırf kadın 30 yaşına geldi diye doktor doktor dolaşabilmektedirler.
Günümüzde Sosyal Yaşantının Değişimi İle Birlikte Üreme Potansiyeli Azlamakta Mıdır?
Bu soru hem konu ile ilgilenen hekimlerin hem de olayla direk ilgili olan çiftlerin cevabını aradığı sorulardan biridir. Cevap kesin değildir ancak muhtelemelen önerme doğrudur. Kadının evlenme yaşının artması, cinsel özgürlük ile birlikte cinsel yolla bulaşan hastalık oranlarındaki yükselme, nedeni bilinmemekle birlikte erkekde sperm sayısındaki global azalma bu durumun nedeni olabilir.
Sperm sayılarındaki azalma ilginç bir global gözlemdir. Gerçekten de son 15-20 yılda tüm dünyada yaygın olarak sperm sayılarında bir azalma eğilimi dikkati çeklmektedir. Bu durumun çevresel kirlenmeden mi yoksa modern yaşamın yüklediği stresden mi kaynaklandığı belli değildir.
Sevindirici olan ise üreme potansiyeli üzerindeki bunca olumsuzluğa karşın, yardımla üreme tekniklerindeki gelişmeler ve buna bağlı olarak artan başarı oranlarıdır. Yine modern insanın infertiliteyi tabu olmaktan çıkarması ve tedavi alternatiflerini bilinçli bir şekilde değerlendirmesi de kayda değer bir ilerlemedir.
Erkeklerde Sperm Kalitesini Ve Cinsel Gücü arttıran Besinler Nelerdir? Afrodiziaklar, Cinsel Gücü arttıran yiyecekler..
Çilek: İçerdiği E vitamini sayesinde sperm miktarını ve cinsel organlara giden kan dolaşımını hızlandırarak seks dürtüsünü artırıyor. Afrodizyak etkisi günde 2 kase taze çilek yiyenlerde 1 hafta içinde görülüyor.
Avokado: Temel yağ asitleri ve antioksidanlarıyla seks hormonlarının üretimini hızlandırıyor. Haftada 3 kez yiyenlerde bu meyvenin etkisi 2 hafta içinde ortaya çıkıyor. Sperm miktarında önemli oranda artış sağlıyor.
Zencefil: Vücudun ısısını artırarak kadın ve erkekte uyarıcı etki yapıyor. Erkekte uzun süreli ereksiyon sağlıyor. Haftada 4 kez bir tutam zencefil tüketenler etkisini 1 saat içinde görüyor.
Domates: A vitamini deposudur. Bu, seks hormonlarının üretimini hızlandırıyor. Daha fazla spermin alınan zevk miktarını artırdığı gerçeğinden yola çıkarak 2 hafta boyunca günde 1 domates yiyenlerin bu sebzenin cinsel hayatlarına etkisini hemen fark edeceklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Muz, incir: Tıpkı çikolata yendiğinde olduğu gibi beyindeki mutluluk hormonu serotoninin seviyesini yükseltiyor. Neşelendiriyor.
Havuç: İçerdiği şeker kana çabuk karıştığı için enerji depolanmasını sağlıyor. Bir-iki tane tüketildiğinde yorgunluğu söküp atıyor.
.