Bitkisel Afrodizyak etkileri ve kullanımı Bitkisel Afrodizyak macun ve kapsülleri hakkında detaylı bilgi almak için müşteri temsilcilerimiz ile görüşebilir uzmanlar tarafından Bitkisel Afrodizyaklar hakkında yapılan araştırmalar ile ilgili bilgilendirici makalemizi okuyarakta bilgilenebilirsiniz.
Bitkisel Afrodizyak bitkiler son zamanlarda güçlü bir rağbet görmenin yanı sıra uzmanlar tarafından etkileri sıkça anlatılmakta doğru ve iyi bir uygulama ile sonuç alınabilmektedir.
Bitkisel Afrodizyak bitkiler ginseng,epimedium,çakşır otu,zencefil,keçi boynuzu,tarçın,kekik,hardal,rezene,lavanta,hardal,haş haş,polen,zencefil ağırlıklı olarak sayabileceğimiz bitkilerin başlıcalarıdır.
Son zamanlarda bitkisel afrodizyak macunlar kapsüller kremler jeller afrodizyak bitkiler ile öğütülerek karıştırılmasıyla iyi bir etki sağlanabilir.Bitkilerin bilinen etkileri insan vücudunda olumlu etkiler versebile bazı bitkiler insan vücudunda alerjik reaksiyon yapabilir.Bu tür sorunlarla karşılaşmadan önce mutlaka uzman hekimlere danışınız.
Uzmanlara göre, kadın ve erkek 30 yaşına kadar, üremeye ve orgazma yönelik olarak; cinsel güçlerinin doruklarında oluyorlar. Otuzlu yaşlardan itibaren, yaş arttıkça insanlar sosyal ve ruhsal açıdan baskılardan kurtularak; cinselliği artık üreme aracı olarak değil haz alarak yaşıyorlar.
Sevgiyle yaşanan cinsellik: vücutta fiziksel ve ruhsal tatmin ve rahatlık duygusu oluşturur; kan dolaşımını arttırır; endorfin, seretonin ve dopamin gibi mutluluk veren hormonların salgılanmasına neden olur; kas çekilmelerinde meydana gelen acıları hafifletir; formda hissettirir; olumsuz düşünceyi önleyerek olumlu bir bakış açısı verir; kadınlarda adeti düzenler. Yıllardır birlikte olan çiftlerin birbirlerine tutkun olmaları için sihire ya da mucizeye ihtiyaç yoktur. Fiziksel olarak kasların kasılması olan orgazmı, kalsiyum düzenler. Vücutta kalsiyum eksikliği olursa orgazmla ilgili sorunlar çıkar. Sardalye balığı, süt ürünleri ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunan kalsiyum orgazmı kolaylaştırırken; mısır, buğday, fasulye, bezelye, fındık, peynir, istiridye, sütsüz çikolata ve yumurta da bulunan çinko ise sperm sayısını arttırıyor.
İnsanlar, çok kolay yöntemlerle sevdiklerini etkilemenin ve onlardan etkilenmenin yolunu bulabilirler. İlişkiye tutku ve heyecan getirilmek isteniyorsa, vücuttaki etkisi bilim adamlarınca kanıtlanmış afrodizyaklarla başlangıç yapılabilir. "Cinsel arzu uyandırıcı" anlamına gelen afrodizyaklar, adını Yunanlıların aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'ten alıyor. Günümüzde ise çeşitli içkiler, gıda maddeleri, parfümler, bitkiler ve kimyasal maddeler afrodizyak olarak biliniyor. Her gün birçok kişi, farkına bile varmadan, afrodizyak özellikleri olan pek çok gıda maddesi tüketiyor. afrodizyak
Afrodizyaklar, seks gücünü ve sekse olan isteği artırarak insana seks hayatında olumlu değişiklikler yaşatıyor. Aslında, aşk hayatının değişmesi için kişilerinin önce kendilerinin bunu gerçekten istemeleri ve partnerlerine tutkuyla bağlanmaları gerekir. Eğer cinsellik sevgiyle yaşanmıyorsa, afrodizyakların da hiçbir etkisi olmaz. Sağlıklı bir cinsel yaşam için dengeli beslenmenin ve afrodizyakların yanı sıra günlük egzersizler yapmak da gerekiyor. Ve ayrıca cinsel gücü azaltan sigara ve stresten uzak yaşamak ve uykusuz kalmamak gerekiyor. Başlıca afrodizyaklar ve etkileri şöyle:
BİTKİ ÇAYLARI: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içilince, kan dolaşımı hızlanır tutkularda ve heyecanlarda artış olur. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları seks yaşamını canlandırır.
GİNSENG: Binlerce yıllardır Çin'de ilaç yapımında kullanılan ginseng; hormonal sistemi uyarır, erken yaşlanma sürecini yavaşlatır ve göz ardı edilemeyecek güçler verir.
REZENE: Bilinen en eski afrodizyaklardan olan rezeneden her gün bir parça alınması cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılır.
LAVANTA: Salata ve yemek soslarına konan birkaç damla lavanta, seks hayatını güçlendirir.
KARANFİL TANESİ: Doğal afrodizyakların en güçlülerinden biri olan karanfil tanesi, yorgunluğa da iyi gelir
HAŞHAŞ TOHUMU: Cinsel performansı artırır
MELEKOTU: 18. Yüzyılda kadınların cinsel isteksizliğini iyileştirmede kullanılan melekotunun kökü, her zaman için kalp zayıflıklarını engelleyici etkiye sahiptir. afrodizyak
MİNE ÇİÇEĞİ: Mine çiçeğinin kıyılmış uçlarının, kaynatılması ya da şarabın içine batırılması organik tepkileri artırır. 1-3 m.kadar boydadır. Güneyde çok bol bulabilirsiniz. Bal verici nektarlı çiçekleri vardır. Kullanımda, yapraklarını ve çiçeklerini porselen veya emaye bir kapta demlenip günde 2 su bardağı içilebilir. Yaprak ve çiçekleri hoş kokuludur. Sonbaharda, böğürtlene benzer meyveleri vardır. Çok etkili bir afrodizyak bitkidir.
Aşağıdaki fotoğrafta Herbalist Atabay Güveloğlu Mine çiçeği (Lantana) ile.
Mine çiçeğini baharatçılarda bulamazsınız.Zira bu süs bitkisinin şifa etkileri henüz bilinmemektedir. Yazın taze olarak bir kaç yaprağını veyabir su bardağı kaynar suda demleyerek günde bir defa içebilirsiniz. Kış için, fazla egzoz dumanı olmayan tenha parklardan toplayarak gölgede kurutup kış boyunca kokulu bir şifalı bir çay olarak melissa, adaçayı, kekik çayları gibi kullanabilirsiniz.
POLEN: Son yıllarda afrodizyak olarak kullanılan polenin yapısında, belli ölçüde testosteron ve diğer cinsiyet hormonları bulunur.Polenin tıbbi özelliklerini Türkiye'de ilk defa 1993 de Herbalist Atabay Güveloğlu tam sayfa ilanlar vererek ve kitaplar yazarak tanıtmıştır.Ayrıca polenin tanıtımı konusunda web sitesi vardır.Diğer faydalarını inceleyiniz.
Polen resimdeki arının arka ayağında sarı bir tozcuk topluluğu olarak görülmektedir
YOHOMBİN: Afrika'da yetişen bir ağacın kabuklarından elde edilen yohombin, vücuttaki kanın cinsel organlara toplanmasını hızlandırır.
KİŞNİŞ: Özellikle kadınlara keyif veren kurutulmuş kişniş tanesinin, şarabın içine katılarak içilmesi önerilir. Aşırı kullanımı erkeklerde ters etkilere neden olabilir.
HARDAL: Cinsel bezlerin işleyişini artırır.
SÜSEN: Süsen kökü tozu, her iki cins için de güçlü bir afrodizyaktır
YASEMİN: Likörleri kokulandıran, harika kokulu yasemin çiçeği, etkili bir uyarıcıdır
MEYAN KÖKÜ: Meyan kökünden elde edilen meyan ekstresi, maden suyu ile karıştırılınca erkekler ve özellikle kadınlar için çok etkili bir afrodizyak haline gelir .Ayrıca meyan ekstresi genel sağlık kazandırır.
SAFRAN: Aşırı tüketildiğinde gülme krizine neden olan safranın, erojen merkezler üzerinde uyarıcı etkisi vardır.
ÇADIRUŞAĞI OTU: Yalnızca Asya'da yetişen ve çok kötü kokan çadıruşağı otundan elde edilen karışım, Asya'da uyarıcı olarak kullanılır.
VANİLYA: Merkezi sinir sistemine etki ederek kokusuyla karşı cinsi harekete geçirir.
SAPARMA: İlk kez Latin Amerikalı yerliler tarafından kullanıldığı bilinen, saparma bitkisinden elde edilen karışımların içinde çeşitli hormonlar bulunuyor.
ROKA: Bolca demir ve C vitamini içeren roka, alyuvarlar için iyidir ve ayrıca, cinsel gücü de artırır.
MAYDANOZ: Yemeklere lezzet katan maydanoz, cinsel yaşama da lezzet katar.
KEKİK: Güçlü etkileri olan kekik, özellikle erkeklerde uyarıcıdır.
ARI SÜTÜ: Cinsel bezleri geliştiren arı sütünün etkileri kısa zamanda hissedilir.
BAL: Mikroplara karşı dayanıklılık sağlayan bal, cinsel gücü artırır. Tarihte bal, seks açısından, insanlar tarafından çok farklı şekillerde kullanılmıştır. Örneğin, Polonyalılar ilişki öncesinde cinsel organlarına bal sürerlerdi.
LİMON: Yemeklerde kullanılan limon tuzu ve limon suyu, seks gücünün artması için olumlu etki yapar.
İSTİRİDYE: İçindeki çinko ile spermin çoğalmasına neden olan istiridye, cinsel isteği artırır.
HİNDİ: İstiridyeden daha fazla çinko ihtiva eden hindi, protein açısından zengindir ve cinsel isteği artırır.
KEREVİZ: İdrar sökücü özelliği olan kereviz, vücutta oksitlenmeyi önlemesinin yanı sıra kadınlarda adet öncesi şişkinliğin de önüne geçer.Afrodizyaktır
ÇİKOLATA: İçinde magnezyum, fosfor ve kafein bulunduran çikolata, insanı mutlu eder, harekete geçirir ve güçlendirir.
FISTIK VE FINDIK: E vitamini içeren, insanı mutlu eden fıstık ile fındık, cinsel gücü artırır.
MUZ VE KABUĞU: İnsana kokusuyla bile mutluluk aşılayan muz, özellikle kabuğu ile pişirilirse cinsel gücü oldukça fazla artırır. (1999 da Posta Gazetesi'ndeki bir haber) afrodizyak
SARMISAK: İçinde sakkaroz, glikoz gibi karbonhidratlar ile protein, kalsiyum, fosfor, demir ve A, B, C vitaminleri bulunan sarımsak, cinsel gücü artırır.
ÇİLEK: Cilt sorunları için en iyi meyvelerden biri olan çilek, güçlü bir afrodizyaktır. İNCİR: Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarına çok iyi gelen incir, erkeklerin cinsel gücünü artıran çok güçlü bir afrodizyaktır.
ŞEFTALİ: A provitamini bakımından zengin olan şeftali, güçlü bir afrodizyaktır.
ARMUT: Çok az meyve asidi içeren ve organizmanın fazla suyunu alarak fazla yağları yok eden armut, güçlü bir afrodizyaktır.
MARUL: İçinde A, B, C, E vitaminleri, demir, kalsiyum, çinko, fosfor, iyot, sodyum gibi mineraller bulunan marul, az miktarda yenilirse cinsel gücü artırıyor. Ancak, fazla miktarda yenen marul da cinsel gücü azaltıyor ve uyku veriyor.
ANÇUEZ: Genellikle hamsi, bazen çaça, sardalya ya da tirsi balıklarından yapılan tuzlu ve yağlı balık ezmesi olan ançuez, cinsel gücü artırır.
HAVYAR: Balık yumurtası olan havyarın besin değeri çok yüksektir ve güçlü bir afrodizyaktır.
DOMATES: İçinde bolca A, B, C ve K vitaminleri bulunan domates, cinsel gücü artırır
SALATALIK: Gözler için çok yararlı olan (özellikle şiş gözlerin iyileşmesinde) salatalık, cinsel gücü artırır
SOĞAN: Güçlü antiseptik bir etkiye sahip olan soğan, cinsel gücü artırır.
ZENCEFİL: Yüzyıllardır duyguları harekete geçirmek için hazırlanan içkilerin karışımında kullanılan zencefil, insanı daha ateşli yapar. (Kanı sulandıran ilaç kullananların dikkatli olmaları gerekiyor. Ayrıca, fazla tüketildiğinde de bağırsakları rahatsız eder.)
İNGİLTERE'de yayımlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre, seks yağların yakılmasına yardımcı oluyor, kanser ihtimalini düşürüyor ve bağışıklık sistemini güçlendirerek ömrü uzatıyor.
Britanya Üroloji Tıp Dergisi’nde (British Journal of Urulogy) yer alan bir araştırmanın sonuçlarına göre, seks sadece orgazm olup kendini iyi hissetmeyi sağlamıyor, aynı zamanda yağları yakıyor ve bağışıklık sistemini güçlendirerek, insan ömrünü uzatıyor. Haftada en az iki defa cinsel ilişkiye girmek soğuk algınlıkları ve enfeksiyonlardan koruyor. Cinsel ilişki kolari yakmaya da yardımcı oluyor. Yarım saatlik bir seks performansı en az 85 kalori yakıyor.
Seks sonrasında vücut ‘mutluluk hormonu’ olarak bilinen endorfin salgılıyor. Uzmanlara göre, egzersiz yapmak veya yüzmek ten çok farklı olmayan aktif bir cinsel ilişki, kişilerin kendilerine olan özgüvenlerini ortaya çıkarıyor. Yapılan çalışmanın sonuçlarına göre, iyi bir cinsel deneyim, kişileri anksiyete ve depresyondan da uzaklaştırıyor. Orgazm sırasında ortaya çıkan oksitoksin, olumlu psikolojik ve fiziksel etki uyandırarak uykuya geçişte kolaylıkta sağlıyor. Aktif bir cinsel yaşam güçlü ilişkilerin doğmasına ve ömrün uzamasına da yardımcı oluyor.
Erkeklerde prostat kenserini önlemekte etkili oluyor. Uzmanlara göre, düzenli seks erkeklerde ileri yaşlarda prostat kanserini önlemekte de etkili. 20’li yaşlarda haftada en az beş kere cinsel ilişkiye giren erkeklerde ileride prostat ortaya çıkması riski çok az. Kadınlarda göğüs kanseri riskini azaltıyor.
Raporda Fransız kadılarla yapılan bir anketin sonuçları da yer alıyor. Sonuca göre, ayda birden az cinsel ilişkiye giren kadınlarda göğüs kanseri riskinin arttığı belirtiliyor. Seks sırasında salgılanan endorfin’in migren, sırt ağrısı ve adet sancılarını azalttığı da sonuçlar arasında. ‘Hayat boyunca harika bir seks’ kitabının yazarı Julia Cole’a göre, seks dışında sadece birbirlerine dokunmak bile çiftlerin kendilerini iyi hissetmelerini sağlıyor. Bu konudaki çalışmalar dokunmanın insan organizması üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğa da işaret ediyor. Seksle bağlantılı olsun olmasın dokunma karşı cins üzerinde ani rahatlama etkisi yaratıyor. Cinsel tıp uzmanı Dr. David Delvin de pek çok çiftin seksi uykuyu kolaylaştırmak için kullandığına dikkati çekiyor. Yapılan çalışmaların sonuçları, seks yapmış kişilerin toplum önünde konuşma, iş prezentasyonu yapma gibi stresli ortamları daha iyi idare ettiklerini gösteriyor.
TEMPO DERGİSİNİN BİR ARAŞTIRMASI
Hangi baharat, ot ya da kök cinsel performansı nasıl etkiliyor, nasıl hazırlanır, nasıl kullanılır?
Aşk bitkileri : Uzmanların verdiği bilgiye göre, dünyada yaklaşık 152 milyon erkek, tekrarlayan cinsel fonksiyon sorunları yaşıyor. Bu rakamın 2025'te 222 milyonu bulması bekleniyor. Bu nedenle insanlar, medikal tedavinin yanı sıra bitki ve bitkisel karışımlardan da medet umuyor. Hangi bitkinin neye iyi geldiğini araştırıp uzmanlarına sorduk.
Safran, çörekotu, kebabiye, ravent, kakule, tarçın, karanfil, kekik... Bunlar ‘padişah macununun’ içinde olmazsa olmazlar arasında yer alan 41 çeşit bitkiden sadece birkaçı. Pek çok bitkinin afrodizyak etkisi henüz bilimsel olarak kanıtlanmadı, ancak kanıtlanmış olanların sayısı hiç de az değil...
Bir zamanlar sözünün bile edilmesi ayıp olan ‘cinsellik’ artık dünyada olduğu gibi Türkiye’de de daha fazla konuşuluyor, insanlar cinsel sorunlarına çare arıyor, tedavi merkezlerine başvuruyor, uzmanların önerilerini dikkate alıyor. ‘Canavar’ gibi olmak için medikal tedavinin yanında bazı bitkisel karışımlardan da medet uman yüzlerce insan var. Birtakım bitkisel karışımların cinsel sıkıntılarda olumlu etki ettiğini söyleyen bilim adamları, ancak ciddi cinsel fonksiyon bozukluklarında mutlaka iyi bir tedavi merkezine başvurulması gerektiğini söylüyorlar. Peki bu bitkiler ne işe yarıyor? Bitkisel karışımlar ne zaman kullanılabilir?
Örneğin 41 çeşit baharat ve bitkiden oluşan bir karışım var. Bu karışım iyi bir çiçek balıyla karıştırılıp yenirse cinsel güç olumlu etkilenebiliyor. ‘Padişah macunu’ olarak bilinen bu karışımın içindeki en önemli bitkiler ise çörekotu, kebabiye ve ravent. Ancak bu bitkisel karışımlara arı sütünü de eklemek şart. Bir başka karışımın içinde ise safran, kakule ve arısütü var. Özellikle safran uyarıcı bir bitkidir. Bu karışım da çiçek balıyla karıştırılıp tüketilmeli. Bu bitkilerin bazıları acıdır. Bu nedenle bal, bitkilere tat verir. Ayrıca balla karıştırıldığında çok fazla konsantre de olmaz. Arı sütünün ise her karışımda olması şart. Bir de taze soğan önemli. Taze soğan ayrıca sperm sayısını da artırıyor.”
“Padişah macununun içinde mutlaka arı sütü olmalı. Arı sütü enerji verir, insanı dinç tutar. Doğal bir dopingdir. Bitkisel karışımı satın alırken insanların arı sütünü ayrıca alıp, evde kendilerinin karıştırmaları daha doğru. Çünkü pek çok satıcı ‘içinde arı sütü var’ diyor ama karışımın içinde arı sütü olmuyor. Bilinen ve güvenilir bir yerden satın almak çok önemli.”
Peki cinsel performansı etkileyen bu özel karışımların kullanım şekli nasıl? Uzmanlara göre aslında pek çok şifalı bitkiden oluşan bu özel karışımları sadece cinsel ilişkiden önce değil, sağlık açısından tıpkı vitamin alır gibi düzenli tüketmek daha doğru: “Bu karışımları sağlıklı yaşam açısından elma-armut yer gibi düzenli olarak, örneğin haftada bir kaşık tüketmeli. Sadece cinsel ilişkiden önce değil, bunu düzenli olarak kullananlarda zaten pek çok cinsel sıkıntı görülmüyor.” afrodizyak
Karışımın kullanım şekli ise çok önemli. Aldığımız bilgilere göre eğer düzenli olarak değil de, sadece cinsel ilişkiden önce bu karışımı almak istiyorsanız, ilişkiden yaklaşık 4 saat önce karışımınızı hazırlamak için ‘kolları sıvamalısınız’. Karışımın tüketim şekli de çok önemli. Yani bir kaşık ağza atıp, karışımı doğrudan mideye indirmenin kimseye bir faydası yok. “Bir kaşık bitkisel karışım ağza atıldıktan sonra şeker gibi emerek tüketilmeli. Bu şekilde tiroit bezleri harekete geçiyor. Tiroit bezleri vasıtasıyla da bitkilerin etkisi bütün vücuda kanalize oluyor
(Cinsel Performansı Olumlu Etkileyen Bitkiler)
Karışım, kan dolaşımını hızlandırıyor
Uzmanların söylediklerine göre bitkisel karışımlar, insanları öncelikle psikolojik açıdan olumlu etkiliyor. Karışımın içindeki bitkiler damarları genişleterek kan dolaşımının hızlanmasını sağlıyorlar. Bu da cinsel performansı olumlu etkileyen bir şey. Ayrıca bir de sinirler uyarılıyor, tiroit bezleri ve hormonlar da harekete geçiyor” diyor.
‘Padişah Macunu almak için ayda en az 100 kişi bir baharatçıya bile başvuruyor. Bu sayı aslında çok az. Çünkü Türkiye’de cinsel sorun yaşayan yüzlerce insan var. Hatta bazıları bitkilere değil, ciddi bir tedavi merkezine başvurmalı. Ama çoğu utanıyor, çekiniyor
Prof. Dr. Hüsnü Can Başer, ‘bitki’ dendiğinde Türkiye’de olduğu gibi dünyada da ilk akla gelen bilim adamları arasında yer alıyor. Bitkiler üzerinde yaptığı araştırmalarla bugüne kadar uluslar arası çapta pek çok ödüle lâyık görülen Prof. Başer, bu yıl da TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü aldı. Hatta literatürde adını almış iki bitki türü bile var. Bir tanesi ‘Origanum Husnucan-Baserii’ adında bir kekik türü, diğeri ise ‘Aristolochia Baserii’ adlı bir lohusa otu. Anadolu Üniversitesi Tıbbi ve Aromatik Bitki ve İlaç Araştırma Merkezi (TBAM) kurucusu ve eski müdürü, Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Başer’le ‘afrodizyak bitkiler’ üzerine konuştuk.
Başer, özellikle Hatay’da ve Doğu Anadolu’nun çoğu vilayetlerinde yaygın olarak kullanılan ‘çakşır’ adlı bitkiden söz ediyor: “Çakşır adıyla bilinen otun kökü afrodizyak olarak biliniyor ve yaygın şekilde kullanılıyor. Maydanozgiller familyasına dahil çakşır veren bitki türleri ile ilgili olarak bilimsel araştırmalar yapılıyor. Ayrıca yulaf unu, yulaf ekmeği, yulaf bulamacı ve yulaf ekstresinin erkeklerde ve kadınlarda cinsel gücü ve arzuyu artırdığına dair klinik bulgular mevcuttur. Yaş baklada bulunan levodopa (L-dopa) Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan güçlü bir ilaçtır. Bu maddenin yaşlı erkeklerde cinsel arzuyu artırdığı belirlenmiştir.”
Prof. Başer, Doğu Afrika’da yetişen Corynanthe yohimbe (Yohimbe) ağacının kabuklarından elde edilen yohimbin adlı alkaloitin ise özellikle erkeklerde cinsel arzuyu arttırmasıyla ünlendiğini söylüyor. Ancak uyarmadan da emiyor: “Fazla miktarda alındığında yüksek tansiyon, sıkıntı ve bunaltıya yol açan bu ilacın kullanımı pek çok ülkede yasak. Yohimbin, alkol, antihistaminikler ve sakinleştiricilerle birlikte alındığında ters etkilere yol açar.” Afrodizyak etki eden bitkilerden söz eden Başer, bir de adamotundan bahsediyor. Adamotunun cinsel performansı arttırdığı düşüncesiyle yıllardır tüketildiğini söyleyen Başer, şöyle devam ediyor: “Adamotu bitkisinin bilinmeyen, esrarlı bir güce sahip olduğu düşünülmüştür. Bitkinin sarımsı renkli meyvelerinin yenmesiyle hem erkek hem de kadının cinsel güce ve verimliliğe sahip olduğuna inanılmıştır. Çoğu kültürlerde meyvenin yenmesi hamile kalmanın bir garantisi olarak görülmüştür. İsrail’de buğday hasadı zamanı olgunlaşan sarımsı erik benzeri meyveler son derece tatlıdır. Belli miktar yendiğinde baş dönmesi yapar, fazlası delirmeye kadar götürebilir. Döllenmeyi kolaylaştırdığı düşünüldüğünden aşk iksirlerinde uzun süre kullanılmıştır. afrodizyak
Son yıllarda, İsrail’de olgun adamotu meyvelerinden hazırlanan bir içki yeni evli çiftlere pazarlanmaktadır. Adamotu bugün dahi Doğu Akdeniz ve Ortadoğu ülkelerinde aşk tılsımı ve uğur olarak taşınır. Milattan sonra 1. yüzyılda yaşamış olan Pedanius Dioscorides adlı ünlü hekim, yazdığı Materia Medica (Tedavi malzemeleri) isimli eserinde adamotu meyvelerinin şarapta bekletilmesiyle hazırlanan içkinin cinsel gücü arttırdığından bahseder. Kore, Çin, Japonya ve Kuzey Amerika’da yetişen ginseng bitkisi de Doğu Asya’da yüzyıllardır tonik ve uyarıcı olarak kullanılıyor. Ginseng bitkisinin de afrodizyak olduğuna inanılıyor. Kekik, maydanoz, adaçayı, biberiye, kişniş, kediotu ve menekşe de afrodizyak addedilir...”
Uzmanlar, bitkisel karışımların sadece strese ya da yorgunluğa bağlı hafif derecedeki sıkıntılarda işe yaradığını, ciddi bir sıkıntısı olanın ise mutlaka bir hekime başvurması gerektiğini tekrar tekrar vurguluyor. Uzmanların söylediklerine göre cinsel sorunlar ‘beyinde’ başlıyor. Yani insanın kafası rahat olmalı, psikolojik olarak da kendini cinselliğe hazır hissetmeli. Çiftler birbirlerini uyarmalı. Yanınızda ‘iştahınızı açmayan’ bir partner varsa, bitkilerin de pek bir yararını görmezsiniz.”
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Androloji Bilim Dalı Başkanı, Hattat Hastanesi Direktörü
“Cinsel sorunların tedavi şansı yüksek”
Halim Hattat
Kadınlarda ve erkeklerde en sık görülen cinsel sorunlar hangileri?
Erkeklerde ‘sertleşme ve boşalma sorunları’ en sık görülen sorunlar. Bunları penis eğriliği ve boyu izlemektedir. Hanımlarda ise ağrılı ilişki-vaginismus ve orgazm problemleri ile ilişkiden korku ve isteksizlik en sık sorulan konular. Araştırmalar, hastaların % 62’sinin cinsel sorunlar nedeniyle özgüveninin kaybolduğunu, % 21'inin de ilişkilerinin bittiğini gösteriyor. Bu yüzden ailelerin cinsel sağlık konusunda bilgilendirilmeleri ve bilinçlendirilmeleri büyük önem taşıyor. Ancak maalesef bu konuda doktora halen ancak 10 hastadan 1’i başvuruyor. Başvuruların da sadece % 2’lik kısmında sorunlar doğru teşhis edilerek tedavi doğru yapılabiliyor. % 98’inde ise maalesef ya doğru teşhis ya da doğru tedavi eksikliği doğuyor.
Cinsel sorunların başlıca nedenleri ne?
Cinsel fonksiyon problemlerinde nedenlerle birlikte psikolojik nedenler de etkili oluyor. Sertleşme sorunu olan vakaların çoğunluğunun (% 75) psikolojik değil fiziksel kökenli olduğu artık biliniyor. Psikolojik kaynaklı ereksiyon bozukluğu, stres, başarı kaygısı ve iç çatışmaların olumsuz görünümlerine bağlı iken fiziksel nedenler arasında anatomik, sinirsel kaynaklı, endokrinolojik, ilaç bağlantılı ve damar sistemi kaynaklı komplikasyonlar yer alıyor. Sertleşme sorunu, yaşın ilerlemesinin yanı sıra koroner arter hastalığı, yüksek kolesterol düzeyi, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi bir dizi hastalığa bağlı olarak da ortaya çıkıyor. Diyabetin iki türlü etkisi var. Bizim hastalarımızın büyük bölümünü diyabetliler teşkil etmektedir. Hem nörolojik, hem de damarsal sorunlar ortaya çıkabilir. Şeker hastalığı da, kontrolsüz olduğu durumlarda vücuttaki sinir sistemi üzerinde son derece olumsuz etkiler yaratır. Alzheimer, multiple skleroz gibi beyin içinde algılamayı yapacak nöronları etkileyen hastalıklar da bir sebep olabilir. Diğer sağlık sorunları için alınan bazı ilaçlar yan etki olarak sertleşme sorununa neden olabilir. Bunlar yüksek kan basıncı, kalp hastalığı, alerjiler, depresyon, endişe ve ülser gibi hastalıkları tedavi etmek için kullanılan bazı ilaçları içermektedir. Sertleşme fonksiyonunun azalmasına neden olabilecek ya da sertleşme sorununa katkıda bulunabilecek çok sayıda alışkanlık da vardır. Bunları sigara İçme, aşırı alkol alımı, uyuşturucu ya da doping ilaçları kullanımı olarak özetleyebiliriz. Kadının cinsel aktivitedeki rolü ve kadındaki cinsel işlev bozukluğu, yıllarca erkekteki kadar yoğun biçimde araştırılmamış ve sorunun sadece psikolojik kaynaklı olduğuna inanılmıştır. Fakat son yıllarda yapılan araştırmalar, problemin organik boyutunun da büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Diyabet, kalp hastalığı, hipertansiyon, yüksek kolesterol düzeyleri gibi çeşitli sistemik problemler, damar sertliği gibi damar yapısına ait sorunlar ve sigara alışkanlığı, Nörolojik hastalıklar (Omurilik yaralanmaları, epilepsi , multiple skleroz, Alzheimer ve Parkinson gibi), Histerektomi (rahmin alınması) gibi üreme organlarına ait cerrahi girişimler, hormonal nedenler, bazı ilaçlar ve madde kullanım alışkanlıkları, ileri yaş, menopoz ve psikolojik nedenler kadınlarda cinsel fonksiyon sorunlarının en önemli nedenleridir. Çiftler arasındaki çekiciliğin kaybolması, ilişkinin bozulması, kendine güvensizlik, cinsellikten ve başarısızlıktan korkma, cinsellik hakkında kalıplaşmış yanlış düşünceler, yetersiz ön sevişme ve psikiyatrik rahatsızlıklar sorunun çözülmesini zorlaştırır. Yapılan araştırmalarda kadın cinsel fonksiyon bozukluğunun erkekten çok daha fazla gözüktüğü görülüyor. Örneğin ortalama erkekte cinsel fonksiyon bozukluğu oranı yüzde 31 iken kadında yüzde 43 oranında rastlanıyor.
Cinsel sorunların çözümleri nedir? Tedavi yöntemleri neler?
Sebebe ve hastanın genel durumuna göre belirlenen ilaç veya vakum gibi cihazlı terapilerden, psikoterapiye kadar uzanan bir tedavi yelpazesi var. Önemli olan sorunun doğru teşhis edilerek, doğru tedavinin bu sebebe göre uygulanmasıdır. Kadın cinselliği, erkek cinselliğiyle kıyaslandığında çok daha kapalı kutu olarak tarif edilen bir mekanizma. Kadının olumsuz cinselliği, bir çok faktöre bağlı problemlerden oluşuyor. Böyle komplike olduğu için jinekologlar, androloglar, psikologlar birlikte ele alıyor kadın cinselliğini. Erkeklerde de yine ağız yoluyla alınan haplar, enjeksiyon tedavisi, vakum cihazları, hormon tedavisi, penil protez ve psikoterapi gibi tedavi çeşitlerinden en uygununa doktor karar vermelidir. Son zamanlarda özellikle gençlerin bir doktora başvurmadan ağızdan alınan tabletleri kullandığı görülüyor. Bu ilaçlardan performans arttırıcı etki bekliyorlar, oysa bu ilaçlar afrodizyak değil. Bu ilacı alıp da performansında hiçbir değişiklik olmayan gençler daha da büyük bunalıma giriyor.
Cinsel sorun yaşayan çiftlerde bir artış var mı?
Dünya genelinde 152 milyon erkek tekrarlayan cinsel fonksiyon sorunları yaşıyor. Bu rakamın 2025 yılında 222 milyonu bulması bekleniyor. Sebep olarak da beslenme ve yaşam tarzındaki değişikliklerden strese kadar birçok faktörün etkili olduğu düşünülüyor. Özellikle de sigara, alkol, uyuşturucu gibi alışkanlıklar bu sorunları artırıyor. Cinsel sorunlar zamanında hekime başvurulmadığında çözülmesi daha zorlaşan sorunlardır. Bütün normal koşullarında, cinsel istek olduğu halde, en az üç ay içinde 8-10 kez başarısızlık yaşanmışsa hekime gitmek gerekir. Yani hayatının belirli bir döneminde tek bir kez başarısız olan insanın hemen doktora koşması gerekmiyor. Ancak bu durum üç-altı ay devam ederse doktora başvurmalı. Cinsel terapi programı, ortalama 6 - 10 seans sürer. Özellikle cinsel birleşmeyi engelleyen vajinismus, erken boşalma, sertleşme bozukluğu gibi cinsel işlev bozukluklarının iyileştirilmesinde son derece başarılı sonuçlar elde edilmekte. Merkezlere başvuran, cinsel terapi uygulanan ve tedavisini sürdüren kişilerin yüzde 90’ında düzelme sağlanabiliyor. Zafer Kaplan -İstanbul Eczacılar odası Başkanı "İlaç Satışlarında Patlama Yaşanıyor..."
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de cinsel gücü arttıran ilaçlarda müthiş bir tüketim var. Viagra kullanımı çok genç insanlara kadar düştü. Dolayısıyla bir istismar ve yanlış tüketim de söz konusu. Biz bu ilaçları 55-60 yaşındaki erkeklere, doktor kontrolünde öneriyoruz. İlaçların satışları ise almış başını gidiyor. Türkiye'de Viagra ve iki muadil ilacın toplam yıllık tüketimi yaklaşık 1 milyon 400 bin kutu. Sadece Viagra'nın tüketimi yılda yaklaşık 1 milyon kutu. Bu pazar 65 trilyonluk bir pazar. Sadece Pfizer'in, bir yılda Viagra'dan elde ettiği kazanç yaklaşık 45-50 milyon YTL. Pazarın 10-15 milyon YTL'si muadillere ait. Yeni çıkan Levitra adlı ilacın da yıllık tüketiminin 70-100 bin kutu civarında olacağı tahmin ediliyor.
Dünyaya baktığınız zaman, bu tür ilaçların üretilmesi için şirketlerin çok büyük paralar harcadığını görüyoruz. Ancak veremden yılda yaklaşık 4 milyon insan ölmesine rağmen, 20 yıldır vereme karşı spesifik bir ilaç üretilmedi. Maalesef fakir ülkelerin hastalıklarına para harcanmak istenmiyor; ancak cinsel sorunlar, kârlı hastalıklar şirketlerin gözünde. Dolayısıyla zengin ya da tüketici toplumlara yönelik ilaçlar keşfediliyor dünyada. BADE GÜRLEYEN Tempo dergisi
İlaç niyetine AGANİGİ, NAGANİGİ...
Yapılan bilimsel araştırmalara göre, düzenli bir cinsel yaşam, hem ruhsal hem bedensel sağlığı olumlu etkiliyor. Düzenli seks, özellikle kan dolaşımını düzene sokuyor, kalbi koruyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve çeşitli ağrıları yok ediyor...
Cinsel ilişkiye girmek, tıpkı yemek, içmek ya da uyumak gibi insanların en doğal ihtiyaçları arasında yer alıyor. Her ne kadar bazı insanlar, “Benim sekse mekse ihtiyacım yok” dese de, yeryüzünde yaşayan tüm canlıların sekse ihtiyacı var. Şempanzelere adeta birer ‘seks makinesi’ gözüyle bakıldığını biliyor muydunuz?
Çünkü bir dişi şempanze, çiftleşme döneminde yaklaşık 135 kez çiftleşiyor. Aslanlar ise çiftleşme döneminde yaklaşık 500 kez krallığın keyfini çıkarıyor. Tabii ki insanlar, hayvanlardan biraz daha farklı. Bazıları sık sık, bazıları düzenli bir şekilde, bazıları ise kırk yılda bir partneriyle birlikte oluyor. Amerikalı bilim adamlarının dünya çapında yaptıkları bir araştırmaya göre, insanlar haftada ortalama bir-iki kez seks yapıyor...
Cinselliğe her ne kadar bir ‘eğlence’ gözüyle bakılsa da aslında bu bir ihtiyaç, hatta insanı hastalıklara karşı pek çok ilaçtan daha iyi koruyan bir ‘aksiyon’. Öyle ki, ileri yaşlara kadar düzenli bir cinsel yaşamı olan insanların daha uzun ömürlü olduklarını gösteren bilimsel çalışmalar bile var. İstatistiklere göre, cinselliği en düzenli yaşayan toplum Amerikalılar. Çünkü Amerikalılar yılda ortalama 132 kez seks yapıyorlar. İngilizler yılda yaklaşık 120, Almanlar ise yılda sadece 97 kez partneriyle birlikte oluyor. Peki ya Türkiye? Bir kesim ‘şempanzeler’ gibi eğlenirken, bir kesim de sevgilisini öptükten sonra, “Ne olur ne olmaz” diyerek koşa koşa hamilelik testi yaptırıyor. Uzmanların elinde, Türkiye’nin doğusuyla ilgili pek bir veri yok; ancak Türkiye’nin batısındaki insanların yılda yaklaşık 120 kez seks yaptığı tahmin ediliyor...
Genel sağlığı olumlu etkiliyor
Bilim adamları, düzenli cinsel yaşamın yararlarını saymakla bitiremiyor. Cinsel sağlıkla ilgili sorularımızı yanıtlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Androloji Bilim Dalı Başkanı ve Hattat Hastanesi Direktörü Prof. Dr. Halim Hattat, düzenli seksin yararlarını şöyle anlatıyor: “İlişki sırasında faaliyete geçen ve mutluluk hormonu olarak adlandırılan endorfin, beyin sayesinde tüm vücuda yayılarak bir çeşit doğal doping etkisi yaratıyor. Yani cinsellik, beyindeki endorfin üretimini artırıyor. Bu kimyasal molekül, dopamin ve serotoninle birlikte zevk hormonları olarak sakinlik veriyor ve tatmin hisleri yaratıyor. Mutlu birlikteliklerde, salgılanan mutluluk hormonuyla desteklenmiş bir ilişki, insanların pozitif davranışlarına da zemin hazırlıyor. Dolayısıyla kişi, depresyon ve özgüven kaybından da kurtuluyor, yaşama daha pozitif yönden bakabiliyor.”
‘Düzenli’ seksin kişiye göre değiştiğini de sözlerine ekleyen Prof. Hattat, bunun belli bir kuralı olmadığına da dikkat çekiyor. “Biz sürekli birlikteliklerde veya evliliklerde, periyodik bir yaklaşımı öneriyoruz. Özellikle karşılıklı sıcaklığı muhafaza etmek açısından, periyodik aralıkları önemli buluyoruz. Belirli aralıklarla tatmin edici birleşmeler, aynı zamanda cinsel fonksiyonun devamı açısından da önemli. Çiftlerin bir arada olması, keyifli bir beraberlikleri olması ve beraber zaman geçirmeleri son derece önemli. Yani beraberlik ille de cinsel birleşmeyle sonuçlanmak zorunda değil. Zaman zaman dokunma ve okşamanın getireceği keyfe de ihtiyaç var. Tavsiyem, bu romantik düşünce tarzını da içeren cinselliktir” diyen Prof. Hattat, mutlu bir evlilikte en önemli faktörün mutlu bir cinsel yaşam oluğuna da değiniyor.
Uzmanlara göre, mutlu bir cinsel yaşam öğrenilebilir. Burada en önemli nokta ise çiftlerin birbirlerine karşı dürüst olmaları ve isteklerini birbirleriyle paylaşmaları.
Florence Nightingale Hastanesi Kısırlık ve Tüp Bebek Merkezi Başkanı, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Yücel Karaman ise en sağlıklı seksin, tek eşli yaşanan seks olduğunu vurguluyor. Doç. Karaman, düzenli bir cinsel yaşamın başta stresi azalttığını, dolayısıyla da strese bağlı ortaya çıkan hastalıklara yakalanma riskinin ciddi bir şekilde düştüğünü söylüyor.
Düzenli bir cinsel yaşamın genel sağlık açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Doç. Karaman, cinsel ilişki sırasında da hastalıklardan korunmak için dikkat edilmesi gereken noktalara değiniyor: “Düzenli cinsel yaşamları olan insanlar stresten daha uzak oluyorlar. Bu insanların özellikle psikolojileri düzgün oluyor. Böylece tansiyon, kalp-damar hastalıkları gibi özellikle stresin ortaya çıkardığı hastalıklardan da daha uzak oluyorlar. Cinsel sağlığa herkes önem vermeli; ancak özellikle çok eşli yaşayan insanlar buna dikkat etmeliler. Birden çok partneri olan insanlarda, özellikle enfeksiyona yakalanma riski yüksek oluyor. Cinsel ilişkiyle bulaşan pek çok virüs, kansere dönüşme riski yüksek olan hastalıkları ortaya çıkarabiliyor. Erkeklerde görülen bel soğukluğu, frengi ya da prostat iltihabı gibi hastalıklar ise kadınlarda çok ciddi tüp ve yumurtalık apselerine yol açabiliyor. Bunlardan korunmak için cinsel ilişkide prezervatif kullanmak şart.”
Düzenli bir cinsel yaşamın yararları
* Kan dolaşımı düzene giriyor.
* Baş ağrıları yok oluyor.
* Eklem ağrıları azalıyor.
* Seks, bir çeşit spor olduğu için genel sağlık düzeliyor.
* Bağışıklık sistemi güçleniyor, hastalıklara karşı direnç artıyor. Örneğin, düzenli bir cinsel yaşamı olan insanlar daha az grip oluyor.
* Haftada üç kez seks yapmak insan psikolojisini de düzeltiyor.
* Beyinde düzenli bir şekilde salgılanan beta-endorfin hormonları sayesinde, insan kendini daha zinde, daha genç ve daha dinamik hissediyor.
* Uyku düzene giriyor. Daha rahat uyunuyor.
Renkli bir cinsel hayatı engelleyen faktörler
* İsteksizlik
* Geçmiş veya şimdiki durumdan utanma veya suçluluk duyma
* Seks konusundaki güvensizlik
* Kontrolünü yitirme korkusu
* Reddedilme korkusu
* Öfkelenme, yakınlaşmaktan çekinme
* Çiftlerin özgür olmaması
* Fantezi kurmamaları
* Dürüst ve saygılı olmamak
* Kişinin zevk aldığı şeyleri partnerine sunmaması
* Cinselliği bir ‘zorunluluk’ olarak görüp eğlence yönünü algılayamamak
Doç. Dr. Deniz Ersev - İstanbul Cerrahi Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı
“Herkese uygun bir seks takvimi yok”
Düzenli seks hayatı kavramı, tıbbi ve sosyal açılardan bakıldığında, farklı olabilir. Sosyal olarak, kişinin eşiyle normal bir kadın-erkek ilişkisini sürdürmesidir. Tıbbi açıdan, kişinin herhangi bir partnerle düzenli aralıklarla cinsel birliktelik yaşamasıdır. Her ne kadar tarif edilmiş düzenli bir seks takvimi yoksa da, genelde seks sayısı haftada birkaç kez, bir-iki kere olarak kabul edilebilir. Seksin kalitesi ve heyecanı da, düzenli olması kadar önemlidir.
Tıbbi olarak kabul edilen düzenli seks hayatı, her iki cinste de psikolojik ve fizyolojik olumlu etkiler yapar. Bilimsel olarak tam olarak kanıtlanmamış olsa da, düzenli cinsel yaşam genel olarak bağırsakların daha düzenli çalışmasını, adalelerin daha esnek olmasını ve kalp ritminin daha düzenli olmasını sağlar. Ayrıca, erkeklerde meni boşalmada rahatlık ve zevk duygusu oluşturur; kadınlarda ise orgazmı yakalayabilme, adetlerin daha düzenli olması, adet sancısı ve yumurtlama ağrılarının ise çok daha az düzeyde olmasını sağlar. afrodizyak
Haber: Bade GÜRLEYEN Tempo dergisi Nisan 2006
SERTLEŞME SORUNU VE TEDAVİSİ
CTD: "Sertleşme Bozukluğu Bir Çok Amaca Hizmet Ediyor Olabilir" Türkiye'nin anket çalışmalarıyla ve açıklamalarıyla gündem yaratan ve adından en çok bahsedilen sivil toplum kuruluşu CTE - CİNSEL Tıp Enstitüsü; sertleşme bozukluğunun bir çok amaca hizmet edebileceğine dikkat çekti. CTE'nin yaptığı bir araştırmaya göre, 40-70 yaş arası Türk erkeklerinin yaklaşık %70'i sertleşme bozukluğu yaşıyor.
SERTLEŞME BOZUKLUĞU NEDİR?
Cinsel ilişki için gerekli sertliği başlatamama, sağlayamama veya devam ettirememe durumunda sertleşme bozukluğundan bahsedilebileceğini söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Cinsel temas esnasında, cinsel istek duyulmasına karşın, erkek cinsel organının sertleşme bozukluklarına, yeterli veya kesinlikle sertleşmemesine iktidrasızlık, erektil disfonksiyon yada empotans denir" dedi.
40-70 YAŞ ARASI ERKEKLERİN %70'İNDE GÖRÜLÜYOR
CİNSEL Tıp Enstitüsü'nün yaptığı araştırmalara göre sertleşme bozukluğunun, 40-70 yaş arası erkeklerin %70'inde görüldüğünü ve yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilediğini söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Cinsel konularda araştırmaları ile bilinen Masters ve Johnson'na göre; cinsel ilişkilerin %25'inde sertleşmenin sağlanmasında sürekli bir sorunun vardır" dedi.
SERTLEŞME BOZUKLUĞU PEK ÇOK AMACA HİZMET EDEBİLİR
Sertleşme bozukluğun bir çok amaca hizmet edebileceğine dikkat çeken
CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Örneğin, erken boşalmayı,parafilik bir problemi, homoseksüel yönlenmeyi, kişinin partnerine karşı isteksiz olmasını veya cinsel kimlik bozukluğunu saklıyor olabilir. Yada sertleşme bozukluğu erkeğin, partnerinin üstünlüğüne karşı kendini savunabilmesine hizmet edebilir. Bunların ve diğer kişiler arasındaki konuların farkına varılması, sertleşme bozukluğunun çözülmesi için önemlidir. Çünkü cinsel kimlik bunalımındaki bir erkeğin iktidarsızlığı; var olan içsel çatışmalardan, sembolik olarak rahatsız olduğu homoseksüel dürtülerden kurtulmasına ve hayat bunalımını aşmaya yardımcı olacaktır. Yani iktidarsızlığın anlamı aydınlatılmalıdır. Ayrıca erkekler; erkeklikle ilgili yetenek, yeterlilik, hisleri ve günlük hayatın sorumluluklarını yerine getirme gücü gibi öznel hisleriyle mücadele etmek zorundadır. Bu bağlamda erkeklik dikkate değer bir şekilde tehlikeye düştüğünde yani toplumun kendine erkek olarak yüklediği sorumlulukları yerine getiremediğinde
sertleşmede başarısızlık yaşaması muhtemeldir. Psikolojik sertleşme bozukluğu yaşayan erkeklere uygulanan modern cinsel tedaviler, hastaya gizlenen duygularının farkına varılması konusunda yardım edilmesini, kişiler arasındaki problemlere yeni çözümler geliştirmek, çiftin iletişimi geliştirmek, yakınlaşma için engellerin aşılması ve daha geçekçi cinsel beklentilerinin ve cinsel güvenle ilgili duygularının geliştirilmesini içeren birçok bileşene sahiptir. Birçok erkek hayatlarının utandıkları taraflarını açığa vurmada zorluk yaşar ve kendilerinin yüz kızartıcı veya utandırıcı yönlerini saklarlar. Bu konuları ortaya çıkarmak veya çözmek cinsel terapiyi etkili bir şekilde ileriye götürebilir ve sertleşme bozukluğu yaşayan erkeğe, bu zorluğu hakkında daha iyi bir içgörü sahibi olması konusunda yardımcı olur" dedi.
HER ERKEK HAYATININ BİR DÖNEMİNDE SERTLEŞME SORUNUYLA KARŞILAŞIR
İş ve eş sorunları, ekonomik sorunlar, ruhsal gerginlikler, yorgunluk, ilişkideki diğer problemler vb. nedenlerden dolayı her erkeğin hayatının bir döneminde sertleşme problemiyle karşılaşabileceğini ifade eden CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Bu doğal ve olağan bir durumdur. Çünkü her zaman ve bütün koşullarda yeterli sertleşmenin sağlamasını beklemek cinsel bir mit olmaktan ileri gidemez. Fakat sertleşme problemi sık tekrar eder, ısrarcı olursa ve cinsel birleşmeyi sık engellerse; bu durum tedavi gerektirir. Ayrıca iktidarsızlık sadece bir kişinin sorunu değil karı kocanın ortak sorunu olarak algılanmalıdır" dedi.
GERÇEKÇİ OLMAYAN BEKLENTİLER: CİNSEL MİTLER
Erkeklerin cinsel performans açısından kendileri açısından gerçekçi olmayan beklentilere fazla önem verdiklerini söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Gerçekçi olmayan bu hurafelere cinsel mitler diyoruz. Genelde karşı karşıya gelinen bu cinsel mitlerin bazı örnekleri aşağıdaki gibidir: Kadını tatmin etmek erkeğin sorumluluğudur, bayan partnerin memnuniyeti için ebat ve sertlik gerekli belirleyicilerdir, kadının cinsellikte en çok beğendiği kısım cinsel birleşmedir, bir erkek her zaman ister ve cinsel ilişkiye hazırdır, bir kadın bir kez cinsellikten hoşlanmayı öğrendiğinde, doyumsuzlaşır, yaşa bağlı olarak, bütün erkekler sertleşme yetilerini kaybederler vb." dedi.
CAZİBEMİ YİTİRDİM Mİ?
İktidarsız erkeklerin partnerlerinde de zamanla yanlış inanışların ve düşüncelerin gelişebileceğinin altını çizen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "İktidarsız erkeklerin partnerleri tarafından genellikle kabullenilen düşünce; sertleşmeyi başarma konusundaki başarısızlığın onları küçülttüğünü veya cazibelerini yitirdiklerini ve erkeğin başka bir kadınla birlikte olduğunu akla getirir. Ayrıca hem erkek hem de kadın penisin bir makine olduğu inancında olabilir. Bu makine, her zaman, her yerde, her koşulda ve her partnerle çalışması gerekir düşüncesi de bilinen en eski cinsel mitlerden biridir" dedi.
ESKİ BİR ENDİŞE
Erkeklerin her zaman cinsel yeterlilik konusunda endişeli olduğunun söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Alışkanlıklar, insanların bulduğu çareler ve eski Yunan İslam ve Musevi bilginleri,
Çinli ve Hintli hekimlerin yazılarından keşfedilen eski cinsellik kılavuzları, çapraz kültürel karmaşık sünnet törenlerinden ve güçlü savaşçıların spermlerini yutmaya kadar varan ve iktidarı sağlayan her çeşit gelenek modern cinsel tedavileri etkilemiştir. Eski Yunanistan'da iktidarsız erkekler Afrodit tapınaklarında dindar terapistlerin yerini almakla görevli fahişe-rahibeler tarafından tedavi edilmişlerdir. Kutsal bir Hint yazısı, Kama Sutra bile iktidarsız erkeklere tavsiyelerde bulunmuş ve değişik cinsel ilişki pozisyonları göstermiştir. Bugün bile sertleşmede başarısızlık için halk arasında kullanılan mesir macunu gibi çareler, ginseng, gergedan boynuzu ve E vitamini içerir. FDA onayı olmayan iktidarsızlık ilaçlarının tanıtımcıları iktidardan yoksun erkeklerin hayal kırıklıklarını avlamaktadırlar. İnsanlar en genel dolandırıcılığa kilo kaybetme ürünleri ve iktidarsızlık ilaçları ile maruz kalırlar, hatta son yıllarda bu bağlamda internet dolandırıcılıkları da artmıştır"dedi.
CİNSEL İSTEKSİZİLİKLE KARIŞTIRILMAMALIDIR
İktidarsızlığın, cinsel isteksizlik olmadığının altını çizen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Sertleşme bozukluğu, boşalma sorunlarından farklıdır. Ve erken boşalma, cinsel isteksizlik veya kısırlıkla kesinlikle karıştırılmamalıdır. İktidarsız bir erkek orgazm ve baba olabilir" dedi.
PENİS KALBE BAĞLIDIR
Sertleşme sorunu yaşayan erkeklere "penisin kalbe bağlı olduğunu" söylediklerini ifade eden CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Her ne kadar bu sözün modası geçmiş olsa da, erkeklerin ve onların partnerlerinin kalplerinde olan duygular, cinsel performanslarını etkiler. Erkeğin partneri hakkında neler hissettiği, en az kimle olduğu, cinsel ilişkiye girdiği şartlar, ilişkisinin genel kalitesi ve diğer bütün hayat olaylarının etkisi kadar sertleşme kalitesini önemli ölçüde etkiler" dedi.
SERTLEŞME İRADEYLE OLMAZ
Cinsel terapi seanslarında çifte sertleşmeyi zorla ortaya çıkarmaya çalışma çabaların yersiz olduğunu anlatmaya çalıştıklarını söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Penisin sertleşmesi iradeye bağlı değildir. İradeyle ulaşılabilecek bir olay değildir, sadece ve sadece dolaylı yollardan, örneğin erkeğin cinsel olarak uyarılmasıyla tahrik edilmesi ile mümkündür" dedi.
SERTLEŞME BOZUKLUĞU OLAN ERKEKLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Sertleşme bozukluğu olan erkeklerin kendilerini genellikle şaşkın, rezil olmuş, zayıf ve korkmuş hissedebileceğini söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Sertleşme bozukluğu olan erkeklerin kafası karışıktır, partnerleriyle olan cinsellik dışı ilişkileri genellikle bozuktur, bezgin, umudunu ve özgüveni kaybetmişlerdir ve - neden ben?- diye merak ederler. Başarısızlıklarının nedenini, fiziksel bir hastalık, psikolojik bir durum, kişisel rahatsızlık veya dini cezalardan biri olarak düşünebilirler. Bu erkeklerin cinsel temaslar sırasındaki kendini izleme süreci artar, partnerleriyle olan temaslarında duygularına yoğunlaşacaklarına şu sorularla meşgul olmaktadırlar: "Ereksiyonuma ne oldu?" "Geri gelecek mi?" "Sonuna kadar sürecek mi?" "Tekrar gerileyeceğiyle ilgili işaretler var mı?" Ayrıca cinselliği yalnızca penise odaklarlar yani penisin büyüklüğü, performansı, sertliği onlar için çok önemldir" dedi.
İSTE, RAHAT OL, GEVŞE, KONSANTRE OL
Sertleşme bozukluğunun; iletişimi arttırıp yakınlaşmanın önündeki engelleri kaldırarak, gerçekçi cinsel beklentiler geliştirerek ve cinsel özgüveni yeniden kazanmakla kolayca üstesinden gelinebileceğini söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "CİNSEL Tıp Enstitüsü olarak; genellikle hastalarımıza iyi bir cinsel hayat için üç gereklilik olduğunu söylüyoruz.
Bunlar:
1-Cinsel birlikteliği istemelisiniz,
2-Rahat olmak ve gevşemek zorundasınız
3-Hisleriniz üzerine konsantre olmak zorundasınız. İstemek, ihtilaf yaratan iç dünyamızdaki ve kişiler arasındaki konular üzerinde çalışılmasıyla desteklenebilir; rahatlama, gevşeme ve hisler üzerine yoğunlaşma davranışsal alıştırmalar sayesinde öğrenilebilir" dedi.
İKTİDARSIZLIĞIN NEDENLERİ
Antidepresanlar, antihistamimikler, hipertansiyon ilaçları veya prostat kanseri tedavisinde kullanılan bazı ilaçların iktidarsızlık yapabileceğini söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Durumun bütün açıklığı ile cinsel tedavi uzmanına anlatması teşhis ve tedavi için atılacak ilk adımdır. Orta yaş öncesi genellikle ruhsal nedenler, daha sonraki yaşlarda ise organik nedenler ve sağlıksız yaşam biçimleri nedenler arasında ağırlık kazanmaya başlar. Stres, sürekli mesleki baskı, meslek ve aile yaşamında başarısızlık duygusu, eşler arasında sürekli yaşanan problemler, bedensel antipati ve kadının gebe kalmasından duyulan korku, başarısız olma korkusu, cinsellik hakkında yanlış bilgilenme veya keşfedilme, reddedilme, üzüntü vb. nedenlerden kaynaklanan anksiyete ve depresyon gibi ruhsal sıkıntılar, erken boşalma, orgazm bozuklukları ve cinsel istekte azalma, penisin atardamarlarına, toplardamarlarına, süngerimsi silindirlerine ve sinirsel yapılarına ait bozukluklar, aşırı sigara, alkol, eroin, esrar veya diğer uyuşturucu maddeler, akciğer, karaciğer, kalp, böbrek, sinir, arter veya venlerin kronik hastalıkları, özellikle şeker hastalığı, yüksek tansiyon, arteryoskleroz veya damar sertliği, testesteron hormonundaki azalma leğen kemiği veya omurgalardaki yaralanmalar, prostat, mesane veya rektum kanseri sebebi ile yapılan ameliyatlar sertleşme bozukluğuna yol açabilir. Uykunun rüya dönemlerinde sertleşme oluşur ve çoğunlukla sabah uyanıldığında bu durum devam eder. Eğer sabah sertleşmesi oluyorsa fiziksel bakımdan her hangi bir sorun yok demektir" dedi.
GİZLİ KALP HASTALIKLARININ İLK BELİRTİSİ SERTLEŞME BOZUKLUĞU OLABİLİR
Kalp damarları ile penis damarlarının aynı çapta yani yaklaşık 3 milimetre civarında olduğunu söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Bu nedenle kalbi etkileyen tüm hastalıklarda penisi de etkilenmektedir. Hatta sertleşme bozukluğu gizli kalp hastalıklarının ilk belirtisi olabilir" dedi.
YAPILAN TESTLER
Yaşlanmaya paralel olarak iktidarsızlık sıklığının arttığını söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Penil renkli doppler ultrasonografi, tam kan sayımı, kan şekeri, kolesterol, trigliserid, testosteron, prolaktin, bilirubin, albumin, kreatinin ve diğer enzimler, idrar tahlili, bulbokavernöz reflekse bakılan nörolojik testler, penise özel bir takım ilaçların enjekte edilmesi, kavernozografi-kavernozometri, NPT testi yani uykuda penis sertleşmesinin ölçülmesi, uyku sırasında penis monitorizasyonu iktidarsızlıkta yapılan temel testler ve tetkiklerdir" dedi.
E-CİNSEL DANIŞMAYA BAŞVURULAR ARTIYOR
CİNSEL Tıp Enstitüsü olarak sanal ortamda E-CİNSEL Danışmanlık hizmeti verdiklerini, her gün yüzlerce kişinin cinsellik sağlık ile ilgili sorularını gönüllü hekimleriyle yanıtladıklarını, tedavi için yol gösterdiklerini söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Telefon, cep telefonu, e-mail ve video konferans yoluyla da halkımız bize ulaşabiliyor ve E-CİNSEL Danışma'ya her geçen gün sertleşme bozuklukları ile başvuranların sayısı artıyor" dedi.
AYDA ORTALAMA 5 KEZ SEVİŞİYORUZ
Son yıllarda partnerleriyle cinsel ilişkilerinde cinsel işlevler açısından tam bir bozukluk olmasa da zaman zaman sertleşme bozukluğu yaşayan erkeklerin cinsel terapi için başvurularının arttığını söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Halkımızın ayda ortalama 5 kez seviştiğini düşünürsek, bu durumun çok şaşırtıcı olmaması gerekir" dedi.
İKTİDARSIZLIĞIN TEDAVİSİ
İktidarsızlığın tedavisinin kişiden kişiye değişebileceğini söyleyen ve tedaviye erkek ve partnerinin beraber katılmasının önemine değinen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "CİNSEL Tıp Enstitüsü olarak psikolojik iktidarsızlığın tedavisinde cinsel terapi öneriyoruz. Cinsel terapide ereksiyon sorunlarını çözmede kullanılan cinsel egzersizler ve ev ödevleri öğretilirken, cinsel mitlere itibar edilmemesi, sağlıklı ve mutlu bir cinsel ilişkinin kalitesinin, penisin sertliğine veya uzunluğuna, orgazmların sayısına ve ilişkinin süresine bağlı olmadığı da anlatılır. Cinselliğin bir güç gösterisi olmadığı, cinsel birleşmenin bir görev gibi önceden belirlenmiş programlar içinde gerçekleştirilmesinin yanlışlığı ve eşlerin cinsel problemlerini korkmadan, utanç duymadan ve açık yüreklilikle konuşmaları üzerinde durulur. Çünkü cinsel birleşme her şey değildir. Ama cinsellik sevgiyle, şefkatle, saygıyla, aşk oyunlarıyla süslenip, zenginleştirilip sağlıklı, mutlu ve doyurucu bir cinsel yaşam yaratılabilir. Ayrıca sigara ve alkol alımı sınırlandırılması, ilaç alışkanlıklarından kurtulma, beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, düzenli egzersiz yapılmasını tavsiye ediyoruz. Çünkü güçsüz bir kalp ve sağlıksız bir dolaşım sistemi iktidarsızlığın oluşumunda başlıca etkenlerin başında geldiğinden egzersiz ve spor çok önemlidir. Psikolojik olmayan iktidarsızlığın tedavisinde sildenafil sitrat, yohimbin, apomorfin, trazodon vb. ilaç tedavileri, hormonal tedaviler, intauretral tedavi yani idrar yoluyla ilaç uygulanması, penis içi enjeksiyon, enjeksiyon tedavisi, cerrahi yöntemler, pompa tedavisi, penil protezler yani mutluluk çubukları, VIP-Peptide gibi pankreas enzimleri, yulaf tentürü, biberiye şarabı, eğir kökü tentürü ve çayı, ginseng kökünden elde edilen preparatlar gibi bitkisel karışımlarda kullanılmaktadır" dedi.
KİTAP: CİNSELLİĞİN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI
Yıllardır bir cinsel terapist, bir hekim, aile ve evlilik danışmanı olarak insanların sıkıntılı zamanlarında onlara yol göstermeye çalıştığını söyleyen CİNSEL Tıp Enstitüsü Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Bana başvuran herkesi endişelerini, korkularını, üzüntülerini paylaşmak adına dinledim ve -yanınızdayım, bana güvenebilirsiniz- mesajını verdim. Benim için önemli olan -siz su an sıkıntıdasınız, ben sıkıntınızı anlıyor, önemsiyor ve üzülmenizi istemiyorum diyebilmekti. Amatörce karşımdaki insanin sıkıntısını kendi sıkıntım gibi görebildiğim ve sevdiğim insan olarak kabul ettiğim için o insanlara yardım edebildim, onları rahatlatabildim. Çünkü insanlar cinsel terapistlere, sevecen, anlayışlı, duyarlı, yakın, doğru ve olaylara bir bütün olarak bakabilme becerilerine sahip olduklarını düşündükleri için başvururlar. Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı adlı kitabım ile cinselliğin vazgeçilmez bileşenlerini sizlerle paylaşmayı,sizlere cinsel yaşamlarınızı iyiye doğru dönüştürme gücü vermeyi ve bugün cinsellik hakkında sahip olduğunuz düşünce biçiminde değişim yaratmayı amaçladım. Cinsellik konusunda her şeyi öğrenmek isteyen değerli halkımız ve tıp dünyası için kolay ve anlaşılabilir bir dille yazılmış olan bu kitap; akla gelen ve cinsel beraberliklerde ortaya çıkabilecek -normal miyim?- den çok özel sorulara kadar her türlü soruyu, bilimsel verilerin yardımı ile, akılcı bir yaklaşım ve içtenlikle yanıtlayacaktır. Cinselliğin Dayanılmaz Ağırlığı adlı kitabımda her şeyi bir arada bulabilirsiniz: Bilimsel bilgi, akılcı bir üslup, açıklık, okuyucunun duygularına karşı anlayış vb. Uzun söze gerek yok. Bu kitabı mutlaka okuyun" dedi.
PENİS İLE İLGİLİ SORULAR VE YANITLAR
-PENİS BOYU TABUSU
-BÜYÜK YA DA KÜÇÜK
-GÜÇ ve OTORİTENİN GÖSTERGESİ
-BOYU DEĞİL İŞLEVİ ÖNEMLİ
-PENİS BÜYÜTME AMELİYATLARINA YOĞUN TALEP VAR
-NORMAL PENİS BOYU KAÇ SANTİM?
-YANLIŞ CİNSEL MİTLER ÇOK
-EN AZ 10 SANTİM GEREKİYOR
-PENİS BİLGEDİR, TEHDİTKARDIR
-CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ'NÜN ADRES ve TELEFONLARI
Cinsel açıdan kendilerini yeterince tanıyamayan, cinsel bilgi eksikliği yaşayan ve cinsel anlamda bilgisiz olduğunun farkında bile olmayan insanların çok fazla olduğu ülkemizde, "Bir Rüya Gerçek Oldu..." sloganıyla, kamu yararına hizmet veren ve açıklamalarıyla Türkiye'de gündem yaratan CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ; penis boyu tabusu konusunda bir basın açıklaması yaptı.
BÜYÜK YA DA KÜÇÜK
Erkek egemen toplumun en aşılmaz tabularından birinin penis boyu tabusu olduğunu söyeleyen CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ Başkanı Dr.A.Cem KEÇE;
"Toplumsal-ahlaki değerler ve kuralların yerleşmesinde önemli yer tutan penis boyu tabusu, erkek, erkeklik ve güçlü adam kavramlarıyla özdeşleşmiştir. Yine insanlık bu tabunun ve fetişe dönüşen organın penceresinden olaylara bakma aptallığına kapılmıştır. Çünkü erkek soyunduğunda sahnede olan kendisi değil penistir. Erkek bedenine ister önden ister profilden baksın gözü sadece bir noktada odaklanır ve başrol oyuncusunun kaprisi de çoktur. İşte bu noktada hayat durur ve sadece iki kriter ön plana çıkar: Büyük ya da küçük. İşte bütün meselemiz budur" dedi. afrodizyak
GÜÇ ve OTORİTENİN GÖSTERGESİ
"Penisim normalden küçük mü?" sorusunun dünyada olduğu gibi ülkemizde de erkeklerin içini kemiren en can alıcı ve kahredici sorulardan biri olduğunu ifade eden CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Bir çok anne ve baba erkek çocukları için benzer bir kuşkuya sahiptirler. Çünkü penis boyutu günümüzde iyi eğitim almış kişiler arasında bile güç ve otoritenin göstergesi olarak kabul edilebilmektedir. Çünkü penis boyu erkek cinselliğiyle özdeşleşmiştir ve cinsel hazzın garantisi olarak algılanmıştır ve erkeklik gücü daha doğrusu bir güç sembolü haline gelmiştir. Aslında bu işin bir standardı yoktur. Çünkü çeşitli ırklara ve farklı iklimlerde yaşayan insanlara göre penis boyu farklılık gösterir" dedi.
BOYU DEĞİL İŞLEVİ ÖNEMLİ
Penisin boyunun önemli olduğunun ama sağlıklı bir cinsel yaşam için tek ve yeter kriter olmadığının altını çizen CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Çünkü sanıldığının aksine, penis boyuyla cinsel performans arasında doğrudan bir ilişki bulunmuyor. Oysa birçok erkek bu yanlış cinsel mit nedeniyle karşı cins ile ilişki kurmaktan kaçınma dahil çok büyük sıkıntı yaşıyor. Fizyolojik açıdan ve cinselliğin verdiği hazzın doruklarına kısa sürede ulaşmak için penis boyunun verdiği psikolojik tatmin önemlidir ve kalın bir penis bu hazzı arttırıcıdır. Ama cinsellikte penis boyundan çok işlevi ağırlıklıdır. Yani duygusal birleşmenin olmadığı ve tam ereksiyon sağlayamayan bir erkek penis boyu normal olsa da partnerini mutlu edemez. Kalın bir penis uzun bir penisten daha işlevseldir. Çünkü 18 cm üstü penisler genelde ilişki sırasında zevk yerine acı vermektedir. Yani penis işlevsel olarak normalse boyunu kafaya takmaya değmez" dedi.
PENİS BÜYÜTME AMELİYATLARINA YOĞUN TALEP VAR
Son yıllarda penis büyütme ameliyatlarına oldukça yoğun talep olduğuna dikkat çeken CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Biz her fırsatta -önemli olan boyu değil, işlevi- desek de, erkeklerin çoğu penislerinin boyutundan hâlâ yoğun kaygı duyuyorlar. Çünkü büyük bir penis yüzyıllardır otoritenin, gücün ve erkekliğin simgesi olarak görülüyor. Penisinin büyük olmadığından endişe duyan, özgüvenlerini kaybeden ve kendini kahreden erkekler ereksiyon güçlüğü, erken boşalma, cinsel ilişkiden zevk alamama ve cinsel isteksizlik gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalabiliyorlar. Hiçbir sağlık sorunun olmayan, normal ölçülere sahip oldukları halde penislerini büyütmek isteyen erkeklerin sayısında her geçen gün büyük bir artış var. Ancak npenis büyütme ameliyatlarını yapan doktorlarımızın çoğu sadece estetik namaçlı isteklere cevap verebiliyor. Penis büyütme ameliyatlarına cinsel terapist, estetik cerrah ve üroloğ birlikte girmesi gerkiyor. Çünkü psikolojik alt yapısı da olan çok hassas bir ameliyat.
Ameliyattan sonra yaklaşık 3 ay cinsel ilişki yasağı konuluyor ve çeşitli egzersizler veriliyor. Penis boyu deri ve deri altı dokularınmuzatıldığı veya kalınlaştırıldığı cerrahi yöntemlerle en fazla 3-5 cm'lik büyütülebiliyor. Ancak bu tip ameliyatların sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik, enfeksiyon, anestezi komplikasyonları, kanama, yara iyileşme problemleri, sinir hasarlarına bağlı his kaybı vb. riskleri çoktur. Ama iyi yapılmış ve herhangi bir komplikasyon görülmeyen bir ameliyattan sonra erkeklerde özgüven artışı, cinsel fonksiyonlarda ve libidoda düzelme gözlenir. Bu amaçla penisi legen kemiğine bağlayan asıcı bağların kesilerek penisin sertleşmesini sağlayan süngersi cisimciklerin dışarı çekilmesi şeklinde yapılan çok özel cerrahi teknikler, penis büyütücü vakum-ereksiyon pompaları, penis protezleri vb. kullanılmaktadır. Penisinin ince olduğundan şikayet edenlere uygulanan kalınlaştırma ameliyatları ise çok daha basit ve risksizdir. Penis içinde kanı hapsederek ereksiyon oluşturan ve bu penisi büyüttüğü ileri sürülen vakum pompaları ise penis sertleştiğinde içindeki kanı tutan kapakçıklarda ters basınç nedeniyle tahribata neden olmakta ve zarar verebilmektedir. Bu yüzden kullanılmasını tavsiye etmiyoruz" dedi.
NORMAL PENİS BOYU KAÇ SANTİM?
Doğumda ortalama 2.5 cm kadar olan gerilmiş penis boyunun ergenlik öncesi dönemde 5-6 cm'ye kadar ulaşabileceğinin altını çizen CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Ergenlikle beraber hemen hemen her erkek organının boyutu hakkında ciddi kuşkular, bunalımlar yaşar.Ergenlikte penis boyu yaklaşık iki kat artar ve ortalama 8-10 cm ye kadar ulaşır. Ereksiyonda bu değer yaklaşık iki katına çıkar ve ortalama 16 cm boyunda olur. Bununla birlikte penisin büyüklüğü kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Erekte penis boyu ortalama 14 cm olmakla beraber 11-18 cm arası penisler normal boyutlarda kabul edilebilir. Enstitümüzün cinsel danışma ve rehberlik hatlarını arayan Türk erkeklerinin en çok sordukları soruların başında penis boyu geliyor. Normal ölçülerini bilmeden bu konuyu kompleks yapan erkeklerimizin sayısı her geçen gün artıyor. Normal ölçülere sahip olan ve enstitümüze başvuran erkeklerin çoğunu ikna edip ameliyat olma düşüncesinden vaz geçirtmeye çalışıyoruz. CİNSEL Tıp Enstitüsü olarak yaptığımız anket çalışmalarına göre Türk erkeklerinin penis boyu ortalama 14 cm'dir. Ayrıca erkeklerin büyük bir çoğunluğu penis boyunu büyütebileceklerini ve kalınlaştırabileceklerini hayal ederler ve gerçekte sahip olabileceklerinden daha küçük bir penisle hayatlarını sürdürdüklerine inanırlar" dedi.
YANLIŞ CİNSEL MİTLER ÇOK
Penis boyu ile ilgili ülkemizde yanlış cinsel mitlerin sıklığına da dikkat çeken CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Penis boyu ile ayaklar, eller, burun ve parmaklar başta olmak üzere erkeğin vücudunun başka bölümlerinin uzunlukları arasında hiçbir bilimsel ilişki olmasa da, bir çok asılsız rivayet vardır. Yaygın olarak bilinenlerin tersine penisin büyüklüğü deri rengi ile ilgili değildir. Yani kısa boylu birinin penisi uzun boylu birininkinden daha büyük veya bir zencinin penisi bir beyazın penisinden daha küçük olabilir"dedi.EN AZ 10 SANTİM GEREKİYOR Kadında döllenmenin olabilmesi için erkeğin spermlerinin kadın vajinasının arkasına ulaşabilmesi gerektiğinin altını çizen CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Bunun için 10 cm ve üzerinde bir penis boyu gerekmektedir. Penis Latince'de kuyruk anlamına gelmektedir. Penis kemiksiz erkeklik organıdır. Renk ve biçimi değişik olabilir. Sağa veya sola hafif eğrilikler gösterebilir" dedi.
PENİS BİLGEDİR, TEHDİTKARDIR
Penisin erkeklerin cinsel hayatlarında en önemli rehberlerinden biri olduğunu söyleyen CİNSEL TIP ENSTİTÜSÜ Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; "Çünkü karşısındaki kadını istemeyen bir penisin sertleşememe veya erken boşalma gibi sorunlar ile bu isteksizliği göstermesi doğaldır. İşte bu noktada penis bilinçaltı da olsa erkeğe bir mesaj yollamaktadır. Eğer erkek bu mesajı doğru algılarsa sorun yoktur ama eğer yanlış yorumlarsa cinsel hayatında ciddi sorunlar yaşayarak kusuru başka yerlerde aramaya başlayacaktır. Elbette cinsel arzu duymadığı bir kadınla birlikte olan tüm erkekler iktidarsız olmazlar veya erken boşalmazlar. Ama bu bağlamda penis erkeğe yol gösteren bir bilgedir ve rehberdir. Ayrıca penis yapı olarak tehditkardır. Bir kadın vajinasını açar ama bir erkek penisini çıkartır. Açmak ve çıkartmak çok farklı kavramlardır. Çünkü çıkartılan penis başka bir yere genellikle de vajinaya girme potansiyelini içinde barındırır ve bu nedenle de tehditkardır" dedi.
PENİS BOYU BİLGİ ANKETİ SONUÇLARI
Toplam Kişi Sayısı: 1460
Penis Boyunuzdan Memnun musunuz?
%10 Evet
%90 Hayır
Sizce Eşinizin veya Partnerinizin Penis Boyunuzdan Memnun mu?
%15 Evet
%85 Hayır
Eşinizin veya Partnerinizin Penis Boyunuzdan Memnun Olmadığını Sizinle
Paylaştı mı?
%10 Evet
%90 Hayır
Penis Boyunuzu Büyütebileceğinizi veya Kalınlaştırabileceğinizi Hayal
Ediyor musunuz?
%95 Evet
%05 Hayır
Gerçekte Sahip Olabileceğinizden Daha Küçük Bir Penisle Hayatınızı
Sürdürdüğünüze İnanır mısınız?
%95 Evet
%05 Hayır
Sizce Normal Penis Boyu Kaç Santimdir?
%05 - 07 - 10 cm
%10 - 11 - 14 cm
%35 - 15 - 18 cm
%30 - 19 - 21 cm
%20 - 21 cm ve Üzeri
Penis Boyunuz Kaç Santimdir?
%15 - 07 - 10 cm
%55 - 11 - 14 cm
%15 - 15 - 18 cm
%10 - 19 - 21 cm
%05 - 21 cm ve üzeri
Sizce Penis Boyu İle Ayaklar, Eller, Burun veya Parmakların Uzunluğu
Arasında Bir İlişki Var mı?
%35 Evet
%65 Hayır
Sizce Penis Boyu İle Deri Rengi Arasında Bir İlişki Var mı?
%45 Evet
%55 Hayır
Sizce Penis Boyu İle İnsanın Boyu Arasında Bir İlişki Var mı?
%85 Evet
%15 Hayır
Bitkisel Afrodizyak, bitkisel afrodizyaklar, bitkisel afrodizyaklar evde nasıl yapılır, bitkisel afrodizyak haplar,
erkexin yorumları, erkexin kullanıcı yorumları, erkexin şikayet, en güçlü doğal afrodizyaklar, kadınlar için afrodizyak ilaçlar, erkeksin bitkisel afrodizyak